ABD, İRAN İLE ANLAŞMA OLASILIĞINI AÇIKLADI
ABD Dışişleri Bakanlığı, nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılması hedeflenen son gün 31 Mart’a girilirken İran ile anlaşma ihtimalinin yüzde elli olduğunu açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, günlük basın toplantısında İsviçre’nin Lozan şehrinde devam eden nükleer müzakerlere ilişkin açıklama yaptı. Anlaşmaya varılması için son günün 31 Mart olduğunu hatırlatan Harf, tarihin önemine vurgu yaptı ve anlaşma sağlanamaması halinde müzakerelerin tıkanabileceğine dikkat çekti. Harf, “31 Mart’tan sonra kararların alınması kolay olmayacak.” dedi.
31 Mart akşamına kadar herhangi bir anlaşmanın sağlanamaması halinde tekrar bir durum değerlendirmesi yapacaklarını kaydeden Harf, “İnsanların önümüzdeki soruna gerçekçi yaklaştığını düşünüyorum. Siyasi anlayışa ulaşabilmek için hala bir yolumuz olduğunu düşünüyorum. Bu konuda açık olmak istiyorum. Bunu yapmak için hala bir yol var. Muhtemelen söyleyeceğim şey yüzde 50’ye yüzde 50. Bilemiyorum. Hiçbir zaman yüzde tahmini yapmaktan hoşlanmadım. Ancak bunu yapmak için hala bir şansımız var.” şeklinde konuştu.
Sözcü Harf, müzakerelerdeki en zorlu konulardan birinin de uranyumun stoklama meselesi olduğunu kaydetti. Bu konuda İran tarafı ile herhangi bir anlaşmaya varılamadığını sözlerine ekledi.
KÖTÜ BİR ANLAŞMAYI KABUL ETMEYİZ
Beyaz Saray’dan bu yönde yapılan açıklamalarda ise daha sert bir ton kullanıldı. Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Eric Schultz, Başkan Barack Obama’nın kötü bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini duyurdu.
Başkan Obama’nın bu yöndeki açıklamalarının çok net olduğuna dikkat çeken Schultz, “İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemenin en iyi yolu İran’ın nükleer silaha giden yolunu kapatmak ve en beklenmedik ve sıkı denetimleri yapmak. Başkan Obama kötü bir anlaşma için hazır değil.” dedi.
Müzakerelerde anlaşmaya varılması hedeflenen günün ileri bir tarihe alınma ihtimalinin sorulması üzerinde Schultz, anlaşma çerçevesinin Mart ayında çizilmesi konusundaki fikirlerinin değişmediğini kaydetti. Bir yıldan uzun bir süredir İran ile müzakere yaptıklarına dikkat çeken Schultz, müzakerelerde son gün yaklaşırken bazı zorlu kararlar almanın İran tarafına kaldığını söyledi.
İRAN NÜKLEER PROGRAMINI EN AZ 10 YIL DONDURMALI
Başkan Barack Obama daha önce yapılan açıklamalarda İran’ın nükleer programını en az 10 yıl süreyle dondurması gerektiğini ifade etmişti. Obama’nın bu talebi ABD’nin müzakerelerdeki ilk şartı olarak göze çarpıyor. Ancak İran bu sürenin 8 yılı geçmemesini istiyor. Ayrıca İran’dan uranyum zenginleştirme düzeyini yüzde 5’in altında tutması talep ediliyor.
Uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüjler de müzakerelerin ana başlıkları arasında yer alıyor. İran, 10 bini aktif toplam 18 bin santrifüje sahip. Batılı ülkeler İran’ın santrifüj sayısını 6 bin 500 ile sınırlamasını istiyor. İran sayıyı azaltma konusunda yumuşasa da en az 9 bin olması için direttiği ifade ediliyor.
Müzakerelerde en büyük anlaşmazlık zenginleştirilmiş uranyum stoklarının İran dışına çıkarılması konusunda yaşanıyor. Batılı ülkeler zenginleştirilmiş uranyum stoklarının Rusya’ya gönderilmesi ve orada yakıt çubukları haline çevrilerek barışçıl amaçlı faaliyet gösteren nükleer reaktörlerde kullanılmasını talep ediyor. Önceleri İran’ın stoklarının büyük bir bölümünü Rusya’ya göndermeyi kabul ettiği ifade ediliyordu ancak geçtiğimiz pazar günü İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi sürpriz bir açıklama ile İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoklarını yurtdışına göndermek gibi bir niyetlerinin olmadığını dile getirdi.
cihan