ADI ‘ERKEN’ DEĞİL, ‘TEKRAR SEÇİM’ OLUR
Ancak bir Cumhurbaşkanı olarak bazılarının farklı spekülasyonlar içerisine girmeye çalışmalarını doğru bulmadığımı da belirtmek isterim. Halkın yüzde 52’sinin oyuyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın, Cumhurbaşkanlığı makamının tartışma konusu yapılmasını doğru bulmam. Bu, milli iradeye saygısızlık olur. Milli iradeye saygı, yüzde 52’ye de saygı göstermeyi gerektirir” dedi. Erdoğan, şunları söyledi:
ADI ‘ERKEN’ DEĞİL, ‘TEKRAR SEÇİM’ OLUR
45 günlük süreçte sürpriz olabilir mi?
Her şey tabii mecrasında cereyan ederse, koalisyon yapılırsa, problem olmaz. Ama diyelim ki seçimlerden birinci çıkan parti bunu başaramadı, ikinci çıkan da hükümeti kuramadı… Böyle bir durumda, anayasa gereği, tekrar sandığa gitmek kaçınılmaz olur. Ben buna ‘erken seçim’ değil, ‘tekrar seçim’ diyorum. Zira ülkenin hükümetsiz kalması düşünülemez. Ülkemizin yatırımlarının, uluslararası ilişkilerimizin kesintiye uğramaması açısından da belirsizlik uzun sürmemeli, hükümet bir an önce kurulmalı.
BARAJI DÜŞÜREBİLİRDİK
7 Haziran sonrası seçim barajı yeniden tartışılmaya başlandı. Ne düşünüyorsunuz?
Ben Başbakanlığım dönemimde, bu konudaki düşüncelerimi çok açık biçimde söyledim. Barajın yüzde 5’e düşürülüp daraltılmış bölge sistemine geçilebileğini ya da barajın tamamen kaldırılıp dar bölge sisteminin benimsenebilceğini belirttim. Mesela mevcut sistemde, Ankara’da 116 bin oyla bir milletvekili seçilirken, Bayburt’ta ise 27 bin oyla, Tunceli’de 32 bin oyla bir milletvekili seçiliyor. Manisa’da 112 bin oy, Kilis’te 39 bin oy yeterli olabiliyor milletvekili seçilmek için. Dolayısıyla mevcut sistemin de tümüyle adil olduğu söylenemez.
SINIRDA TEHDİT OLUŞUYOR
TEL Abyad Bölgesi’nde, Araplar ile Türkmenlerin hedef alındığı gibi bir hava var. O bölgeden yaklaşık 15 bin Arap ve Türkmen Türkiye tarafına geçti. Onların boşalttığı yerlere, PYD ve PKK yerleştiriliyor. Bu pek hayra alamet değil. Zira bu, sınırımızı tehdit edebilecek bir yapı oluşmasına yol açılması demek. Bu konudaki hassasiyetlerimizi herkesin göz önünde bulundurması lazım.
HERKESLE GÖRÜŞÜRÜM
Önümüzdeki günlerde nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz? CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile bir görüşme yaptınız. Başka görüşmeleriniz olacak mı?
Bu hususta görüşmem gereken, söyleyecek sözü olan, istifade edilebilecek herkesle tabii ki görüşürüm. Yemin törenleri sanırım ayın 24’ü 25’i gibi biter. Meclis Başkanlık Divanı’nın belirlenmesi akabinde görevlendirme yapılır. Net söyleyeyim, siyasi ahlakım gereği, önce en fazla oyu olan siyasi partinin genel başkanını görevlendiririm. Gelişmeleri hep beraber göreceğiz. O kuramaz ise yine siyasi ahlakım gereği, görevi bu kez de en fazla oy almış ikinci partinin genel başkanına veririm. Malum o noktada 45 günlük bir süreç var. İnşallah uzamaz. Sandık koalisyonu işaret etmiş, herhangi bir partinin tek başına iktidar olabilmesine izin vermemiştir.
EGOLARI BIRAKIN
Baykal’la görüşmenizden ayrıntı verebilir misiniz?
Kendisini davet etmemin sebebi, en yaşlı üye sıfatıyla TBMM’nin açılışını yönetecek olması. Ayrıca gerek parlamento gerekse koalisyonlar konusunda kendisinin ciddi tecrübeleri… Konuştuk ve tüm bu hususlarda kanaatlerimizi paylaştık. Herkes sandıktan çıkan milli iradenin çizdiği istikamette adımlar atmalı. Kimse süreci farklı istikamette zorlamamalı. Temennim odur ki aklı selim hâkim olur, egolar bir tarafa bırakılır, ülkemiz için neler yapılabileceği en iyi şekilde karara bağlanır.
LİDERLERE AYRI DAVET
Parti liderleriyle yakın zamanda görüşmeyi düşünüyor musunuz?
Görevlendirmeyi yapmadan önce liderlerle görüşmek gibi bir planım var. Her birini ayrı ayrı davet edip sürece ilişkin görüşlerini almak istiyorum. Programıma bakacağım. Bu görüşmelere yemin töreninden önce de başlayabilirim. Dolayısıyla kendilerini önümüzdeki hafta davet edebilirim.
GÜL’LE AYNI KANAATTEYİZ
11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le telefon görüşmeniz oldu. İçeriği neydi?
Sayın Gül seçim günü aramıştı, seçimden sonra da tekrar aradı. Kısaca süreci konuştuk. Bir an önce hükümetin kurulmasının iyi olacağını ifade etti. Ben de aynı kanaatte olduğumu belirttim.
EN KÜÇÜĞÜ, ‘EN BÜYÜK’ GÖSTERİYORLAR
SEÇİMİN birincisi, ikincisi, üçüncüsü ve dördüncüsü verilerle ortada. Buna rağmen, en küçüğü en büyük gösterme gayreti siyasi acemiliktir. Ayrıca ülkenin geleceği açısından da müspet bir yaklaşım değildir. Ben öteden beri çoğunluğun azınlığa tahakkümünü doğru bulmadım, hakeza azınlığın çoğunluğa tahakkümünü de doğru bulmadım. Seçimden sonra, bazılarının azınlığın çoğunluğa tahakkümünü teşvik eder bir tutum sergilemesini yanlış buluyorum. Buna ulusal ve uluslararası düzeyde bazı medya kuruluşları da dahil. Bu milli iradeye de ülkemize de saygısızlık olur.