Dolar 34,5709
Euro 36,3523
Altın 2.918,85
BİST 9.659,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 11°C
Az Bulutlu
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Sal 11°C
Çar 13°C
Per 14°C
Cum 15°C

İŞTE YENİ ANAYASA İŞTE YENİ TÜRKİYE

İŞTE YENİ ANAYASA İŞTE YENİ TÜRKİYE
05/03/2015 13:16
A+
A-

Cumhuriyet tarihinin ilk toprak kaybı gibi, çok acı ve ağır bir tabloyu bu millete reva gören AKP, bununla da kalmadı yeni bir Mondros Mütarekesi, yeni bir Sevr anlaşması imzalayarak, varlık sebebini en küçük bir endişeye yer kalmayacak şekilde ortaya koydu. 10 Maddelik Dolmabahçe mutabakatı, aynı zamanda AKP ile PKK arasında hiçbir fark olmadığını ve birbirlerini tamamlayarak gittiklerini de bir defa daha belgeledi.

 

Dolmabahçe’de kucaklaştılar

Bu değerlendirmeyi bir siyasi taraflılıkla yapmıyoruz. AKP’nin en tepesinden gelen açıklamaların ortaya koyduğu ve bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan gerçekleri yazıyoruz. PKK ve HDP’nin istediği her şeyin verildiğini daha önce AKP milletvekilleri itiraf etmişlerdi. Şimdi bizzat sayın Cumhurbaşkanı söylüyor. Zaten kimsenin bir şey söylemesine de gerek yok. Dolmabahçe Sarayında biraraya gelerek ve karşılıklı kucaklaşmalarla açıkladıkları Sevr belgesi, her şeyi bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor. AKP ile PKK’nın aynı hedefte nasıl buluştuklarını, bu millete ve bu devlete neyi reva gördüklerini akıl, izan ve vicdan sahibi herkese gösteriyor.

 

Silah bırakma yalanı

Artık ortaya çıkmıştır ki, AKP ve PKK aynı yolun yolcularıdır. İmzaladıkları metnin ayrıntılarını ne kadar milletten gizlemeye uğraşsalar da, zerre kadar aklı ve vicdanı olan herkesin görüp anlayabileceği ihanetleri içinde barındırmaktadır. Asla silah bırakmak sözkonusu değildir. PKK sözcüleri anlaşmaya varılan metnin bir iyi niyet beyanı olmakla sınırlı kaldığını, AKP’nin verilen sözleri yerine getirmemesi durumunda her şeyin biteceğini ve asıl silah bırakması gerekenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu kesin bir dille açıklamış, AKP’de buna hiçbir itirazda bulunmamıştır. Kan dilli katiller işi daha da ileri götürmüş ve bunun bir seçim işbirliği olduğunu, asıl teslimatların seçimden sonra yapılacağını pişkinlikle ilan etmişlerdir.

 

Sessizce kabullendiler

Her ne kadar sır cümlelerle geçiştirmeye ve milletten saklamaya çalışsalar da, vardıkları anlaşmanın neleri kapsadığı gayet açıktır. Silah bırakan varsa o da AKP Hükümeti’dir. Bir terör örgütünden ve katiller oluşumundan kongre toplamasını istemek ve buradan bir çözüm çıkmasını beklemek dünyada eşi benzeri görülmemiş bir teslimiyettir ve bütün şehitlerin, şehit yakınlarının yürekleri sızlamaktadır. Nitekim, PKK’nın bütün sözcüleri AKP’yi nasıl esir aldıklarını, nasıl masaya oturttuklarını ve istediklerini vermeye mecbur bıraktıklarını televizyon kanallarından anlatmaktadırlar ve hükümet bütün bunları sessizce kabullenmektedir.

 

10 maddenin ayrıntıları

10 maddelik ihanet metninin ayrıntıları AKP ile PKK’nın bu millete ve devlete nasıl bir düşmanlık içinde olduklarını açık ve kesin şekilde belgelemektedir. İmralı’daki bebek katili de dahil, yıllardır kurdukları kahpe pusularda adam öldüren, ihanetin her türlüsünü yapan katiller sürüsü affedilecek ve siyasete sokulacaktır. Bunun adına da utanmadan demokratik siyaset diyorlar. Zaten bölgeyi teslim etmişlerdir. Bu Sevr anlaşmasıyla bunu kalıcı ve kapsamlı bir hale getiriyorlar. Kurulan bu kirli düzene müdahale edilmemesi için yasal ve Anayasal teminat istiyorlar. Önce özerklik, sonra federasyon ve sonunda da bölünmenin yolunu açıyorlar. Demokratik çözümün yerel ve ulusal boyutları dedikleri şeyin aslı budur. Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvencelerinden bahsetmek, hiç utanmadan, sıkılmadan bu millete iftira etmektir. Bugüne kadar hangi vatandaş özgür ve eşit olmamıştır. Siyasette, bürokraside, orduda, yargıda ve akla gelebilecek her yerde, bu ülkede hangi vatandaşın önüne engel çıkarılmıştır. Yıllardır bu millete ve bu devlete iftira ettiler, şimdi de bu iftiraları üzerinden ayrıştırıyor ve bölüyorlar.

 

İtiraf

Sevr anlaşmasının hangi maddesini ele alsanız, altından derin ve büyük bir ihanet çıkıyor. MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, 10 maddenin ne öngördüğünü, ayrıntılı biçimde değerlendirmiş ve AKP-PKK ortaklığını bir defa daha ifşa etmiştir. Bu değerlendirmeye AKP’den en küçük bir itiraz gelmediği gibi, yapılan açıklamalar çok daha ibret vericidir. Cumhurbaşkanının AKP ve PKK’yı kastederek yaptığı, “12 yılda ne istediler de vermedik?” değerlendirmesi, bölücü bir katil sürüsünün ve İmralı’daki canavarın bu durumlara nasıl getirildiğinin itirafıdır. Bununla da kalmamış ve PKK sözcülerinden Pervin Buldan, İç Güvenlik Paketi’nin geri çekilmesi konusunda AKP ile anlaştıklarını açıklamıştır. MHP’nin bu konudaki son derece yerinde uyarılarını duymayan AKP’nin PKK dayatması karşısında nasıl teslim olduğunu bu millet hayretle izlemiştir. MHP’yi günlerce HDP’yle aynı karede göstermeye çabalayan Başbakanın bu gelişmeler karşısında düştüğü durumu, bu milletin takdirlerine bırakmak en doğru olandır.

 

Nasıl da birbirlerini tamamlıyorlar

AKP ile PKK’nın nasıl aynı yolun yolcuları olduğu, en küçük bir şüpheye yer kalmayacak şekilde belgelenmiş, hatta bizzat ortak açıklamalarıyla ilan edilmiştir. İkisi de Cumhuriyetle, devletle, Türk milletiyle sorunludur. İkisi de Anayasayı ortadan kaldırmak, milli devleti yok etmek, üniter yapıyı bozmak ve ülkeyi parçalanmaya götürecek bir yapı kurmak konusunda ortak görüşe sahiptir. İşte yeni Anayasa, yeni Türkiye dedikleri budur. Zaten bu teslimatları sevinç naralarıyla karşılayıp, doğru ve faydalı gibi göstermeye çabalayanların kimler olduğuna bakın, anlarsınız. Bu ülkeyle, bu milletle, bu devletle sorunlu olan her kim varsa tamamı son derece mutlu ve sevinçlidir. Zaten anında televizyon kanallarını parsellemiş ve bu ihaneti Türk milletine hazmettirmek için seferber olmuşlardır.

Bu kepazeliklere karşı duran tek parti MHP’dir. Türkiye’nin vatanı ve milletiyle PKK’ya teslimi, süreç ihanetinin mihmandarlığında son parkura girmiştir. AKP’nin PKK’yla kurduğu başkanlık ve bölünme ittifakını millete anlatmak ve bu oyunu bozmak, ertelenemez, vazgeçilemez ve acilen yerine getirilmesi gereken bir vatan görevi haline gelmiştir.

Orhan KARATAŞ