BOŞALTILAN SADECE MİLLİ DEĞERLERİMİZ DEGİL, HAZİNEMİZDE BOŞALTILIYOR
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Celal Adan, ‘’ Boşaltılan sadece milli devletimizin değerleri değildir. Devlet hazinesinin de içi boşaltılmaktadır. Yerdeki ve gökteki saraylara harcanan paralara yazıktır, günahtır. Yerdeki ve gökteki saray milletimizin vicdanını yaralamıştır.’’ dedi.
“AKP Türkiye’yi, içeride despot, dışarıda ise sessiz hale getirdi” diyen Celal Adan’ın açıklaması şu şekilde:
Türkiye’nin AKP iktidarları elinde geldiği nokta; kendi coğrafyasında ve
dünyada hükmü olmayan, iradesini tamamen dış güçlerin politik çıkarlarının emrine
vermiş, içeride despotlaşmış dışarıda sesi çıkmayan, ekonomisini taşeronların insafına
terk etmiş, alın teriyle çalışan vatandaşlarının ezildiği bir noktadır. Türkiye yıllardır
her sabah yeni bir acıyla, yeni bir fiyaskoyla, yeni bir hayal kırıklığı ile uyanmaktadır.
Hükümet nereye elini atsa orası kuruyor. Çözüm süreci adı altında oynanan
tiyatro Türkiye’nin birliği, bütünlüğü ve istikbali için en büyük tehditlerin başında
gelmektedir. Bu süreç sadece teröristleri şımartmış, onlara can suyu olmuş ve belli
yerlerde alan hakimiyeti kurmalarına neden olmuştur. Şehirlerimiz terör örgütünün
gövde gösterisi yaptığı yerlere dönüşmüştür. Bu süreçte beş para etmez Türkiye
düşmanları baş tacı edilmiştir. Barzani, İmralı, Kandil ve HDP dörtgeni kendi
aralarında paslaşırken, AKP iktidarı her birine yaranmanın telaşına düşmüştür.
Hükümet kendi eliyle besleyip büyüttüğü canavara yalvarır hale düşmüş, bu canavarın
oyuncağı olmuştur. Türkiye böyle yönetilmez.
‘Kimse sabrımızı test etmesin’ türünden demeçler de artık inandırıcı değildir.
Her olup bitene ‘yarabbi şükür’ diyen AKP bugüne kadar hiçbir testten alnının
akıyla çıkamamıştır. Milletimizin sabır taşı çatlamış fakat bunların yüzleri dahi
kızarmamıştır.
Ayn-el Arap’ta yaşananlar ise Türkiye’yi yöneten kadroların vizyonsuzluğunu
göstermesi bakımından düşündürücüdür. Her gün farklı bir şey söyleyerek, her gün
politika değiştirerek ve sadece tribünlere oynayarak dış politika yürütülemez. 29
Ekim günü peşmergenin topraklarımızdan alkışlar eşliğinde geçmesini bu hükümet
içine sindirebilir, fakat biz bunu affetmeyeceğiz. Peşmerge için devletin imkanlarını
seferber edenleri, misafirhaneleri açanları, benzinlerinin ve yedikleri lahmacunun
faturasını ödeyenleri, onları bayram günü dalga geçer gibi topraklarımızdan geçirenleri
biz de, milletimiz de, tarihimiz de affetmeyecek. Kobani tiyatrosunda figüranlığa razı
olan bu zihniyeti affetmeyeceğiz.
AKP iktidarı ve zihniyeti artık milli devletimiz için en büyük tehdittir. Yıllardır
bilinçli bir biçimde milli devletin içi boşaltılmaktadır. Çıkarılan torba yasaların satır
aralarında, sözde çözüm ve demokrasi paketleriyle, devlet kurumlarındaki organize
tasfiyelerle milli devletimizin içi boşaltılmaktadır. Bizim ısrarla üzerinde durduğumuz
ve varlık nedenimiz olan fakat AKP iktidarının bir türlü anlayamadığı bir gerçeğin
altını yeniden çiziyoruz: Bu coğrafyada ayakta kalabilmenin yegane yolu milli şuura
sahip olmaktır. Milliyetçiliği ayakları altına alanlar gün gelir dünyanın ayağına
düşerler. Türk milleti Anadolu coğrafyasında bugüne kadar dik durmuştur. Bunu da
milli bir duruşla başarmıştır. Bu dik duruş sayesinde tarih yazılmıştır, milli devlet
korunmuştur.
Boşaltılan sadece milli devletimizin değerleri değildir. Devlet hazinesinin de içi
boşaltılmaktadır. Yerdeki ve gökteki saraylara harcanan paralara yazıktır, günahtır.
Bu fakir milletin vergileriyle, alın teriyle sefa sürmek nasıl bir mantıkla, akılla izah
edilebilir? 1,8 Milyar TL (eski parayla 1,8 katrilyon) ile bin odalı saray inşa etmek,
uçak satın almak; her şeyden önce milli ve manevi değerlerimize hakarettir. Bu
miktar, Türkiye’nin bütçe açığının yüzde 7’sine eşittir. Milletimizin ödediği vergilerin
birilerinin lüks ve gösteriş düşkünlüğü uğruna heba edilmesini onaylamamız,
kabullenmemiz mümkün değildir. Yerdeki ve gökteki saray milletimizin vicdanını
yaralamıştır.
Bir kez daha uyarıyoruz: Vatandaşlarımızı daha fazla yaralamayın. Milletimizin
ayranını kabartmayın. Aklınızı başınıza toplayın, bölücüleri ve onların hamilerini
devletimize ortak etmeyin. Bölücülerin ve güya aydın geçinen hainlerin ipiyle kuyuya
inmeyin. Bizleri bir arada tutan ülkü birliğini, hedef ve ideal birliğini örselemeyin.
Milletimizin sabrını daha fazla zorlamayın. Milletimizin iyi niyetini test etmeye
kalkmayın. Kötü sonuçları çocuklarımıza, torunlarımıza kadar uzanacak bu tahribata
daha fazla hizmet etmeyin. Tarih karşısında da, milletimizin vicdanında da sonsuza
kadar kendinizi mahkûm edecek ihanet senaryolarına taşeronluk yapmayın.