Yarın Mevlid Kandili “İnsan onurunun beşeri ve ilahi yönü birbirinden ayrı tutulamaz”
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ”İnsanın meta haline dönüştüğü, insan onurunun göz ardı edildiği, insanı değerlerinden soyutlama gayretlerinin küresel ölçekte politikalar haline geldiği günümüzde, bütün alemleri onurlandırmak için gönderilen hikmet yüklü ahlak peygamberinin onur mücadelesini ve insana bakışını yeniden keşfetmeye her zamankinden daha fazla muhtacız” ifadelerini kullandı.
Görmez, Mevlit Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, 23 Şubat Çarşamba gününü perşembeye bağlayan gece, tüm insanlığı onurlandırmak üzere dünyaya teşrif eden Hz. Muhammed’in Mevlid-i Şeriflerinin 1442. yıl dönümünün idrak edileceğini belirtti.
Mevlid-i Nebi’nin, Türkiye, bütün İslam alemi ve topyekun insanlığın huzuruna vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz eden Görmez, ”Kendisi insanlığın onuru olan Sevgili Peygamberimizin insanlığa getirdiği varlık anlayışında insan, yaratılmışların en saygını ve varlığın özüdür” ifadelerini kullandı.
-”İnsanlık, tarihte görülmemiş bir sınavdan geçiyor”-
İnsanın fıtrat ve yaratılış itibarıyla onurlu bir varlık olmasının, İslam’ın varlık, bilgi ve değer anlayışını şekillendiren en temel unsurlardan biri olduğunu vurgulayan Görmez, şöyle devam etti:
”Bununla birlikte insanoğlunun, son iki yüzyılda bilimsel ve teknolojik alanlarda gösterdiği olağanüstü ilerlemeyi ne yazık ki insan onurunun korunması ve yüceltilmesi konusunda gösteremediği bir gerçektir. Geride bıraktığımız yüzyıl, daha şimdiden insanlık onurunun had safhada zedelendiği talihsiz bir zaman dilimi olarak anılmaktadır. Ayrımcılık, ötekileştirme, ırkçılık, şiddet, işkence, terör, savaş, gelir adaletsizliği, zulüm, sömürgecilik, eğitim eşitsizliği, emeğe saygısızlık, istismar, kürtaj, açlık ve kıtlık gibi onur kırıcı küresel sorunların kıskacındaki insanlık, tarihte görülmemiş bir sınavdan geçiyor. Göğün kapılarına sırt çeviren insanoğlu, kendi eliyle ürettiği yapay sorunların açılmak bilmeyen kapıları önünde yorgun ve bitkin bir halde bekliyor. Bilim ve tekniğin son imkanlarıyla ürettiği en modern anahtarlar, kilitli kapıların açılmasında ona yardımcı olmuyor.”
Kendi ürettiğinin esiri olan insanlığın, kendini hapsettiği karanlık zindanlardan çıkış yolları aradığını belirten Görmez, bu yüzden de özlediği aydınlığı, peşinde koştuğu idealleri ”nerede” ve ”nasıl” araması gerektiğini yeniden düşünmesi gerektiğine işaret etti.
Görmez, bu noktada hem Mevlit Kandili hem de bu sene Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle ”Hz. Peygamber ve İnsan Onuru” temasının hem Türkiye insanının hem de bütün insanlığın gündemine taşınmasının son derece önem arz ettiğini bildirdi.
-”İnsanı onurlu veya onursuz kılan temel ölçüt, davranışlarıdır”-
İslam’ın, insan onurunu merkeze alarak tesis ettiği insan anlayışının esaslarını Hz. Peygamber’in çağlar üstü örnek hayatında, sünnet-i seniyyesinde, söz ve davranışlarında, en genel hatlarıyla da Veda Hutbesi’nde görmenin mümkün olduğunu ifade eden Görmez, şunları kaydetti:
”Rahmet Peygamberi, on binlerce insana hitaben yaptığı o tarihi konuşmasında insanların canlarının, mallarının ve ırzlarının, yani kişilik değerlerinin ve insanlık onurlarının dokunulmaz olduğunu bildirmiştir. Böylece o, İslam’ın, insanın yaşama ve mülkiyet hakkıyla manevi kişiliğine ilişkin bütün haklarını aynı ölçüde güvence altına aldığını ilan etmiştir. Sevgili Peygamberimizin tanımıyla iyi Müslüman, din kardeşinin canına ve malına olduğu gibi kişilik onuruna da saygı gösteren ve onun şahsiyetini dokunulmaz gören kimsedir.
Şurası iyi bilinmelidir ki insanı onurlu veya onursuz kılan temel ölçüt, davranışlarıdır. Davranışları kendisini onurlandırmayan kimseyi harici hiçbir aidiyet onurlandıramaz. İnsan, ırk, renk, zenginlik, soy-sop gibi maddi, izafi ve geçici ölçülere göre değerlendirilmemelidir. ‘Nice kapılardan kovulmuş üstü başı perişan insan vardır ki Allah’a yemin etse Allah onu yemininde haklı çıkarır’ buyuran Sevgili Peygamberimiz, insan onurunu maddi ölçütlerle değerlendirmenin yanıltıcı olabileceğine işaret etmiştir. İnsan bizatihi değerli ve onurlu bir varlıktır. Efendimizin nazarında onun siyahı da değerlidir beyazı da, fakiri de onurludur, hizmetçisi de.”
-”İnsan onurunun beşeri ve ilahi yönü birbirinden ayrı tutulamaz”-
İnsan onurunun beşeri ve ilahi yönünün birbirinden ayrı tutulamayacağını vurgulayan Görmez, ”Bütünüyle insanı merkeze alarak aşkın hiçbir gerçekliğini tanımayan bir bakış açısı, insanı bir bütün olarak kuşatmaktan uzak olacaktır” ifadelerini kullandı.
İnsan ve insan onurunun, maddesi ve manasıyla, bedeni ve ruhuyla bir bütün olduğunu, parçalanamayacağını belirten Görmez, hiçbir insancıl düşünce ve ideolojinin, İslam’ın insan onuru konusundaki ayrıcalıklı konumuna alternatif oluşturamayacağına işaret etti.
Görmez, aşkın değerlerden soyutlanmış, metafizik ilkelere bağlı olmayan bir ”insan onuru”nun, insana hak ettiği değeri veremediği gibi insanı daha da onursuz hale getirdiğini bildirdi.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, mesajında şu ifadelere yer verdi:
”Sevgili Peygamberimizin kutlu doğumu vesilesiyle bugün bir kez daha hatırlatmak isterim ki insanın ucuzladığı, bir meta haline dönüştüğü, insan onurunun göz ardı edildiği, zedelendiği, ayaklar altına alındığı, insanlığın kaybolmaya yüz tuttuğu, insanı onursuzlaştırma, itibarsızlaştırma, değersizleştirme ve değerlerinden soyutlama gayretlerinin küresel ölçekte politikalar haline geldiği günümüzde bütün alemleri onurlandırmak için gönderilen rahmet yüklü adalet, hikmet yüklü ahlak peygamberinin onur mücadelesini ve insana bakışını yeniden keşfetmeye ve bu keşfimizi toplumun bütün katmanlarına açmaya her zamankinden daha fazla muhtacız.
Hiç kuşkusuz kutlu doğumunu idrak edeceğimiz Efendimizin örnekliği ve rehberliği, insanlığın bugün içine düştüğü her türlü badireyi atlatması, zedelenen insanlık onurunun tekrar yücelmesi ve özlenen aydınlığa kavuşması yolunda yegane melcedir. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin ve tüm İslam aleminin Mevlid-i Şeriflerini tebrik ediyor, Mevlid-i Nebi’nin, özellikle Suriye’de, Irak’ta, Myanmar’da, Arakan’da, Afrika’da, Somali’de, Mali’de, Filistin’de ve dünyanın muhtelif yerlerinde çiğnenen ve zedelenen insanlık onurunun yeniden yücelmesine ve korunmasına vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.”
AA