Medya fahişeliği tariflerin sana mı uyuyor Sebahattin Önkibar?
Doğu Perinçek’in kalemşoru Sebahattin Önkibar, “Medyadaki fahişeler” başlıklı yazısında “Medyamızdaki kalem fahişeleri birkaç çeşittir.” diyerek geçtiğimiz hafta bir yazı kaleme almış ve bunları da sekiz maddeye ayırarak sınıflandırmıştı. Bizim merakımız, kendisinin bu gruplardan hangisine girdiğidir. Çünkü birçoğunda da kendi tarifini yapmıştır.
“Birincisi randevuevi işleten mamalar misali kiralık fahişe pardon kalemleri çalıştıran ihaleci malum holding patronlarıdır.” diyor. Oysa bir röportajında kendisi “Tüm Ankara Temsilcileri İş Takibi Yapar, Ben de Yaptım” demişti.
“Dördüncü grup, gazeteci kılığına sokulmuş yeminli meczuplardır.” diyor… Kendisi de MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığı için kılıktan kılığa giren yeminli bir meczuptur. MHP’ye ve Lideri Devlet Bahçeli’ye sürekli iftira atmakta ve sürekli yalanlanan yazılar yazmaktadır.
“Sekizinci grup ise görevlendirilenlerdir.” diyor. Kendisi de kim tarafından görevlendirildiyse her konuyu MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığına getirerek onları ve kendini tatmin eden yazılar yazmaktadır.
Sebahattin Önkibar, bir de kendi kaleminle kendini tarif etsen de medya fahişeliğinden başka özelliğin var mı yok mu herkes bilse…
Eline kalem alıp yeminli meczup ve görevlendirilmiş yazar gibi sürekli bir şekilde MHP’ye ve Lideri Devlet Bahçeli’ye saldıran Sebahattin Önkibar’ın yeni malzemesi de CHP’den Ankara Büyükşehir aday yapılan Mansur Yavaş olmuştur.
Kaç tane yazısında hep bu ismi malzeme yaparak “Niye aday yapmadın?” diye MHP’ye saldırıyor. Ama ahmaklık belirtisi olsa gerek daha önce ne yazdığını, neler söylediğini unutuyor.
11 Ocak 2013 tarihinde Aydınlık Gazetesi’nde “MHP’de Mansur mu Altınok mu?” başlıklı yazısında Mansur Yavaş için şunları diyordu:
“Tesadüfen bir yere erişirsiniz de tesadüfen orada duramazsınız ki MHP’nin 2009 Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş buna çok iyi bir örnektir.
Hatırlayın Mansur o seçimde yüzde 28 civarı oy almıştı.
Aldı ama taşıyamadı o oyu ve şimdi sahneden çekiliyor.
Peki hataları mı?
Birincisi 2010 Eylül’ün de yapılan referandumda AKP’nin yanında yer alarak evetçi oldu ve MHP Genel Merkezi’ni bile Evet’e zorladı.
İkinci husus sevmemesine rağmen Bahçeli’ye tek bir olumsuz söz etmedi ve kongre sürecinde Ankara’yı terk etti.
Ve şimdi baktı ki Turgut Altınok MHP’ye geri döndü ve aday yapılacak hemen başladı Bahçeli’yi jurnallemeye!
Hayır Mansur bu tasvip edilecek bir metot değil.
Bu satırların yazarını bilirsin Bahçeli için neler yazıyor ama senin yaptığın delikanlılık değil. Eminim ki aday olacağını düşünsen Bahçeli için o sözleri etmezsin.
Hülasa Mansur Yavaş bundan böyle mazidir ve MHP’nin Ankara adayı Turgut Altınok’tur.”
Mansur Yavaş’a geçtiğimiz yıl bunları söyleyen Sebahattin Önkibar şimdi neler yazıyor şimdi bir de onları hatırlayalım ve okuyalım.
18 Ekim 2013 tarihinde yine Aydınlık gazetesinde “CHP Ankara’da Mansur’u bekliyor!” başlıklı yazısında şunları yazdı:
“Mansur’un adamlarına göre, Yavaş bu durumda mahalli seçimde uğrayacağı hezimetle istifaya mecbur kalacak olan Bahçeli’nin yerine MHP’nin başına geçermiş…
13 Kasım 2013 tarihinde yine Aydınlık gazetesinde “Bahçeli’nin MHP’ye son ihaneti!” başlıklı yazısında şunları yazdı:
“Realite bu iken soruyorum; Devlet Bahçeli niçin onu aday yapmadı da adı hiç duyulmayan bir ismi çıkararak peşinen havlu attı?”
17 Aralık 2013 tarihinde yine Aydınlık gazetesinde “Mansur Yavaş kimleri panikletti?” başlıklı yazısında şunları yazdı :
“Panikleyen bir başka kesim MHP pardon Devlet Bahçeli çünkü Mansur Bey seçildiği saat, ülkücü kamuoyu Bahçeli’ye ne halt ettin deyip Mansur Bey’i niçin MHP’den aday yapmadın sorusunu sorup sığaya çekecek.”
18 Aralık 2013 tarihinde yine Aydınlık gazetesinde “AKP ile MHP’nin Mansur kardeşliği!” başlıklı yazısında şunları yazdı:
“Örnek Mansur Yavaş’ın CHP’den Ankara adayı olma ihtimalinin ağırlık kazanması. Hem AKP hem MHP bu gelişme üzerine öylesine paniklediler ki birden Mansur karşıtlığı noktasında kardeş oldular.”
Mansur Yavaş’a “tesadüfen oraya geldi, aldığı oyu taşıyamadı sahneden çekildi, AKP’nin ihanetlerini destekledi, menfaatleri için konuşuyor yada susuyor, delikanlı değil” gibi suçlamalar yapan Sebahattin Önkibar, bu konuda MHP ve Lider Devlet Bahçeli ne kadar zarar görür onun hesabını yaparak yazılar kaleme almaktadır.
MHP ve Lider Devlet Bahçeli konusunda öylesine kafayı sıyırma noktasına gelmiş ki, bir yazdığı, diğer yazdıklarını tutmamaktadır.
Sebahattin Önkibar “Siz MHP’li bir milletvekilinin kendi partili mebus arkadaşları Engin Alan’ın her hangi bir duruşmasını izlediğini ve de Ergenekon ile Balyoz facialarının gerçek sebebini milletle paylaştığını hiç gördünüz mü?” şeklinde fitne yazıları yazmakta ve sürekli bir şekilde MHP’yi Engin Alan’a sahip çıkmamakla suçlamaktadır. Oysa Engin Alan “Birkaç gündür medyadan takip ediyorum. CHP ve BDP milletvekillerini kurtardı, MHP zayıf kaldı diyenler var. Bu sözleri getirip nifak tohumu ekmeye çalışanlara açık beyanımdır. Herkes bilsin ki, MHP’nin tavrı benim tavrımdır. MHP’nin duruşu benim duruşumdur. MHP’nin iradesi benim irademdir. Genel Başkanım Devlet Bahçeli’nin aldığı tüm kararlar da benim kararımdır. Kimse bu durumu eğip, büküp namertlik etmesin. Kimse de Milliyetçi Hareket Partisi’ne karşı ahlaksızlık ve haksızlık etmeye kalkmasın. Çünkü orada söylenen her kelimenin ve alınan her kararın altına imza atıyorum. Yine bilinsin ki, dini kıblem Mekke’dir, dünya görüşüm Balgat’taki MHP Genel Merkezi’dir. Ve yine şunu herkes bilsin ki; hiç kimse ama hiç kimse bana boyun eğdiremez. Genel Başkanıma saygım, hürmetim ve sadakatim sonsuzdur. Allah onu ülkemizin ve milletimizin başından eksik etmesin.” şeklindeki açıklamaları ile Sebahattin Önkibar ve benzerlerine ağzının, kaleminin payını vermişti.
MHP’yi Engin Alan’a sahip çıkmamakla suçlayan Sebahattin Önkibar, gariptir, tuhaftır ki MHP’nin Engin Alan’a sahip çıkmasını hazmedemeyen ve bunun için MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye mektup yazıp “Cuntacı oluşumlarda yer aldığı iddiasıyla hakkında davaların devam ettiği isimlerin ön plana çıkarılması kamuoyunda ciddi kuşkular uyandırmıştır” diyen Mansur Yavaş’a sahip çıkarak, MHP’ye saldırmaktadır.
Sebahattin Önkibar’ın, 9 Ağustos 2010 tarihinde Yeniçağ Gazetesi’nde “Ülkücülükten geçinen Tayyiban taşeronları!” başlıklı yazısında “Ne garip rastlantıdır ki bu sözde ülkücüler, evetçi olduklarını AKP’liler kendilerini aradıktan ve bazı sözler aldıktan sonra keşfediyorlar ve bir anda ansızın, “Aaaa ben meğer evetçiymişim” davranışını sergiliyorlar!
Sorarım size bu ve benzeri tutum ve tavırların adı ülkücülükten geçinmek değil midir?
İnsaf ile değerlendirin; bunun adı ülkücü geçmişi pazarlamak ve o geçmişi kişisel çıkara dönüştürmek değil midir?
Değil diyenler cevap versinler, hangi ulvi gaye onları ‘evet’e zorluyor?
Başbakan’ın Diyarbakır’da Türk Milleti diyememesi ya da Habur’da PKK’ya özel hukuk icat edip onları kucaklaması mı?
Evet cevap versinler, niçin evet diyecekler?” diye sorduğu ve 11 Ocak 2013 tarihinde Aydınlık Gazetesi’nde Mansur Yavaş’ın hatalarından biri olarak “Birincisi 2010 Eylül’ünde yapılan referandumda AKP’nin yanında yer alarak evetçi oldu ve MHP Genel Merkezi’ni bile Evet’e zorladı.” şeklinde yazılar yazdığı halde omurgalı ve ilkeli duruş sergileyen MHP’ye bu kin, nefret, düşmanlık meczupluktan mı yoksa MHP üzerinde kalem oynatması için görevlendirilmiş olmasından mı?
Kendini akıllı, MHP’lileri, Ülkücüleri ahmak sanıyor herhalde medyanın fahişe uzmanı Sebahattin Önkibar!
Biz kalemimizle 2009 yılında MHP’nin Ankara Büyükşehir Adayı olduğu için Mansur Yavaş’a olabildiğince destek verirken ve bu mücadelemizde Melih Gökçek’in tazminat davalarına muhatap olurken, Sebahattin Önkibar Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi olarak İ.Melih Gökçek’e bakın neler yazıyor ve hangi övgülerde bulunuyordu. Bunu defalarca hatırlattım, şimdi tam zamanı bir kez daha hatırlayalım:
*Malum güruh suyu kullanarak mal bulmuş mağribi misali Melih Gökçek’e saldırıyor. Fotoğraf abartısız intikamı çağrıştırıyor. Gerekçe de aslında su değil, Melih Bey’in milliyetçi-muhafazakâr çizgisi ve o çizginin Başkent’in yerel yönetimindeki kesin hükümranlığıdır.
* Ankara’da sadece AKP’yi değil, bütün sağı temsil ediyor. Ve en önemlisi Gökçek, AKP’nin milliyetçi kanadını tutuyor.
*18 yıllık Ankara gözlemime göre, Melih Gökçek, yaptıkları hizmetlerle tarihe adını yazdıracak bir başkan hüviyetindedir… Gerisi laf-ı güzaftır…
*Sevin veya sevmeyin Melih Bey Ankara’da gerçek bir fenomendir ve azımsanmayacak ölçüde şahsi oyu vardır.
2009 yılında Mansur Yavaş’ın rakibi İ.Melih Gökçek’i bu şekilde öven “Medya Fahişe Uzmanı” Sebahattin Önkibar, şimdi de Mansur Yavaş’ın avukatı olmuştur.
Yeniçağ Gazetesi’nde de MHP düşmanlığı yapıyordu, Aydınlık gazetesinde de… Dün İ.Melih Gökçek’i överken de MHP düşmanlığını düşünüyordu, bugün Mansur Yavaş’ın avukatlığını yaparak da MHP düşmanlığını düşünüyor.
Sebahattin Önkibar’ın geçtiğimiz yıllarda Ankara Temsilciğini yaptığı ve her MHP kongresinde sırf MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi devirmek için birinin peşine kuyruk olan Yeniçağ Gazetesi’nin şimdi bir yazarının CHP Ankara Büyükşehir Adayına ‘Danışman’ olması, diğer bir yazarının ise Halk TV’den “Ankara ve İstanbul’da CHP’ye oy verin” çağrısı yapması, eski bazı yazarlarının Ankara’da CHP’li Mansur Yavaş’a oy verilmesi için sosyal medyada adeta kampanya başlatması, zaten MHP üzerinde nasıl bir oyun oynandığını göstermeye yetmektedir. Yeniçağ gazetesinin birçok yazarının Doğu Perinçek’in televizyonu Ulusal Kanal’da program yapması da iç içe geçmişliğin göstergesidir.
Makam ve mevki için her şeyi yapabilecek olan ve bire birdeki konuşmalarında Ülkücüleri her fırsatta “Bunlardan bir yol olmaz” diye aşağılayan Mansur Yavaş, “Bugün 40 yıllık geçmişimi geride bırakarak, CHP adayı olmamla, geride kalan bütün tartışmalar bitecektir. Örgütle birlikte, el ele çalışarak Ankara’yı kazanacağız.” diyerek aslında Sebahattin Önkibar gibilerin oyununu da istemeyerek bozmuştur.
“40 yıllık geçmişimi sildim ve örgütle iç içe çalışarak…” diyen bir Mansur Yavaş üzerinden hala MHP üzerinde hesap yapan ve yapabilecek birileri varsa işte gerçek fikir fahişeleri onlardır. Medyadaki fahişeler de onlara yancılık yapmaktadır.
MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığı yapmaktan kafayı sıyırmış Sebahattin Önkibar, medya fahişeliğin varsa ahlak olarak, akıl sağlığında sıkıntın varsa psikiyatrik sıkıntılarını gider.
Allah kimseyi fikir ve siyaset fahişesi yapmasın. Değil mi Sebahattin Önkibar?
Yildıray ÇİÇEK / Ortadogugazetesi