TEKIN: YOLSUZLUK SORUŞTURMASINI ORTAYA ÇIKARANLAR MILLI KAHRAMANDIR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını içeren üç operasyonu değerlendirdi.Tekin, “Bu süreç başlarken iktidar dahil olmak üzere Parlamento’da tüm grupların, kim başlatırsa başlatsın tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerden kim hesap soruyorsa, hangi ideolojik kalıp içinde olursa olsun Türkiye için birer milli kahraman olduğunu unutmamalıyız.” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da soruşturmaya iki savcı daha verilmesini eleştirdi.
Tekin ve Tanrıkulu, bir dostlarının cenaze törenine katılmak üzere İzmir’e geldi. CHP İl Başkanlığı’nda açıklamalarda bulunarak, yolsuzluk ve rüşvetle ilgili söz konusu üç operasyonu değerlendirdiler. Toplumun beklentisine cevap verebilecek temiz siyaset kampanyası başlatmak istediklerini söyleyen Gürsel Tekin, “Sadece CHP değil, aynı zamanda 76 milyon yurttaşın, tüm STK’ların, tüm siyasi partilerin bu konuda ciddi bir duyarlılık içinde olması gerekir. Avrupa Birliği (AB) sürecinde olan bir Türkiye’nin halen dünyadaki yolsuzluk sıralamasında 57. sırada olması, Türkiye’nin en büyük ayıplarından biridir. Bu ayıp inşallah bu vesileyle, bu başlayan yolsuzluk serüveniyle son bulur.” şeklinde konuştu.
‘BU İŞİ ORTAYA KOYANLAR MİLLİ KAHRAMANDIR’
Yolsuzluk ve rüşvet olaylarını ortaya kimin çıkardığının önemi bulunmadığını, bu işi başlatanların kim olursa olsun milli kahraman olduğunu savunan Tekin, şunları kaydetti: “Olayların bu kadar somut, belgelerin, bilgilerin paraların, kasaların ortada olduğu bir ortamda ısrarla iktidar yetkililerin, ‘Milli iradeye müdahaledir.’ demesi, siyaseten bir akıl tutulmasıdır. İki yıl önce TBMM’de, yolsuzluk, rant haritası açıkladım. Kabine’deki bakanların çocuklarının mal varlığına baktığınızda somut şekilde Türkiye’nin nasıl soyulduğunu, Türkiye’nin nasıl yolsuzluklar batağında olduğunu hep birlikte görebiliriz. Şimdi hiçbir gücün, hiçbir iktidarın açılmış bu yolsuzluk kutusunu kapatmaya gücü yetmeyecektir. Daha bu başlangıç, sadece burada kalmamalı. İmar çetelerinden hesap sormalıyız. TOKİ’nin kapağı açılmalı. İmar çetelerinin tüm organize işlerinin defterleri açılmalı ki Türkiye’de tekrar bu sorunlar olmamalı. Sayın Başbakan, ‘Milyonları evinde zor tutuyorum.’ demişti. Şimdi anlıyoruz ki milyonlar, evet milyonlar değil, milyarlarmış, milyarlar nasıl evlerde tutuluyormuş, bunları hep birlikte önümüzdeki günlerde göreceğiz.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını, “Avukatın düşkünü, derdini mübaşire anlatır.’ sözüyle değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin, “Bu size bağlı, siz yönetiyorsunuz. Kimin kime bağlı olduğunun hiç önemi yok. Bizi ilgilendiren, eğer bir para kasaları çıkmışsa ayakkabıların içinde, şimdi efendim Başbakan, ‘Türkiye’nin en büyük kamu bankasına zarar veriyorlar,’ diyor. Ya arkadaş, kamu bankasının genel müdürü ayakkabı kutusuna 4,5 milyon koyarken sen şimdi onun hesabını sor. Hepimiz ihtiyaç sıralaması yaparsak evimize, her şey aklımıza gelir, para sayma makinesi kimin aklına gelir? Tüm bu belgeler, bulgular ortadayken efendim o muydu, o ideolojiye sahipti, hiç bizi ilgilendirmez. Biz sonuca bakarız. Bu sonucun burada kalmaması gerekiyor. Bu sonuç, Türkiye’nin uzun yıllardır beklediği temiz siyaseti ortaya çıkaracaktır. İktidar meşruiyetini kaybetmiştir. Başbakan’ın ana kadrosundaki insanlar bu belgelerle oradaysa bu iktidarın tartışılması herhalde çok manidar olur.” dedi.
‘HSYK’NIN ‘SAVCILARA BİLGİ VERMEYİN’ TALİMATI VAR’
Sezgin Tanrıkulu ise hükümetin bir bakanının TBMM’de, “Yolsuzluk yapanın Allah belasını versin.” dediğini hatırlattı. Yolsuzluk yapana bu milletin de belasını vereceğini belirterek, “Az gelişmiş demokrasilerde hükümetler ekonomiyle gelirler, yolsuzlukla giderler. Bu hükümet de 2003’te, 2004’te Türkiye’nin yaşadığı kriz nedeniyle iktidara geldi ama şimdi yolsuzlukla gidecek. Kesinlikle kamu vicdanını tatmin eden sonuçlar olmalıdır. Bunun dışında hukukdışı hiçbir yöntem oluşmamalıdır.” diye konuştu. Türkiye’de iki şeyin tersten işlemeye başladığını savunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, “Geçmişte İstanbul Emniyet müdürleri vali oluyorlardı ama yeni güvenlik konsepti devletinde, valiler emniyet müdürü oluyor. Benim 25 yıldan fazla hukukçuluğum var, yıllarca baro başkanlığı yaptım ama tüm bu yargı pratiğimde, çift imzalı savcı işlemi görmedim. Yani savcıların, çift imzayla bir soruşturma işlemi yapacak hale getirilmesini göremedim. Bu soruşturma nedeniyle, soruşturulanların imtiyazı nedeniyle savcılar, çift imzalı işlem yapma haline getirildi. Tüm yurttaşlara sesleniyorum, siz de bir haksızlığa uğradığınızda evrakınızı gösterin, ‘Neden bunda çift imza yoktur?’ deyin. Bugünden sonra bunu deme hakkınız var, çünkü yargılama pratiğinde böyle bir işlem yok. Hiç kimse babası, annesi, işte yakınları ne olursa olsun bir imtiyaz sahibi değildir ama ne yapılıyor şimdi? Başbakan, Başbakan yardımcısı, tüm sözcüler, ‘Neden bize haber verilmedi?’ diyor. HSYK’nın çıkardığı 7 no’lu genelge var; adli kolluk işlemleri için genelge var. Orada tüm savcılara verilen talimat var, ‘Hiç kimseye bilgi vermeyeceksiniz.’ şeklinde. Şimdi tüm bunlara rağmen soruşturmayı yürüten güvenlik güçlerine, ‘Niye bilgi vermediniz?’ diye baskı yapılıyor ve görevini kötüye kullandı diye soruşturma açılıyor.” dedi.
Cihan