Dolar 34,5709
Euro 36,3523
Altın 2.918,85
BİST 9.659,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 11°C
Az Bulutlu
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Sal 11°C
Çar 13°C
Per 14°C
Cum 15°C

TALANI ORTAYA ÇIKARMAK GÖREVI KÖTÜYE KULLANMAK MI?

TALANI ORTAYA ÇIKARMAK GÖREVI KÖTÜYE KULLANMAK MI?
19/12/2013 13:07
A+
A-

Talanı ortaya çıkarmak görevi kötüye kullanmak mı?

Ortalığa saçılan bilgi ve belgelerin AKP’nin iç yüzünü açık ve çıplak biçimde ortaya koyması karşısında telaşlanan hükümetin, bir taraftan üstü kapalı cümlelerle bir takım yerleri hedef göstererek, diğer taraftan da iktidar gücünü kullanıp soruşturmayı zorlaştıracak tedbirler alarak, durumu geçiştirmeye çalıştığını ibretle görüyoruz.

Çaresizliğin tezahürü

Sayın Başbakan “arkasına Türkiye’nin içinde ve dışında bir takım karanlık çevreleri alanlar, Türkiye’nin istikametiyle oynayamazlar. Birilerinin topu, tüfeği, birilerinin her türlü hilesi, hurdası varsa, bizim Allah’ımız var” diyor. 11 yıllık iktidarın sonunda bu cümlelerin kurulması, aslında bir itiraftır. Türkiye’nin içinde ve dışında bir takım çevrelerle istikamet verilecek duruma düşürüldüğünün itirafıdır. Hükümet olacaksınız, devleti yönetme kudretini elinizde bulunduracaksınız, sonra da çıkıp birilerinin topu, tüfeği olmasından bahsedeceksiniz. Bu eğer bir hedef şaşırtma değilse, yetersizliğin, çaresizliğin tezahürüdür. İktidar erkini kullanamadığınızın ve birilerini top, tüfek sahibi ettiğinizin ifşasıdır. Siz hükümetsiniz, hileyi, hurdayı engellemek, bulup ortaya çıkarmak sizin işiniz. Kimi kime şikayet ediyorsunuz?

Başkalarının Allah’ı yok mu?

Burada en çok üzerinde durulması gereken iki nokta, “bizim Allah’ımız var ve millet arkamızda” nutuklarıdır. Belki çaresizlikle söylenmiş, ancak çok tehlikeli laflar. İnanç yönünden de, demokrasi ve hukuk yönünden de, siyaset yönünden de çok sorunlu cümleler bunlar. Hemen akla şunu sormak geliyor: Sizin Allah’ın var da, başkalarının yok mu? Ortaya çıkan rezilliklerin üzerini böyle örtemezsiniz. Hırsızlıkları, talanları, ihanetleri, yalanları insanların inançlarını sömürerek makul ve doğru göstermek hiçbir kurala, hiçbir ölçüye ve imana sığmayacağı gibi, büyük bir haksızlıktır. Millet size bu ortalığa saçılanları bu ülkeye yaşatmanız için iktidar vermedi. Kaldı ki, size oy veren yüzde 50 millettir de, diğer yüzde 50 uzaylı mıdır? Yüzde 80 oy almış olsanız bile, eğer gerekiyorsa hukuk sizin için de işler ve işlemeli.

Hedef saptırma

Yapılması gereken bellidir. MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, “Meseleyi ‘Hükümet-Cemaat’ çekişmesine hapsetmek, yolsuzluklarla ilgili soruşturmayı zamanlama itibariyle manidar bulup yakın geçmişteki iktidar tasarruflarına misilleme olarak yorumlamak son derece maksatlı, son derece kasti ve oldukça da akıl dışıdır. Başbakan Erdoğan’ın ‘tehditlere boyun eğmeyeceğiz’ diyerek hedef saptırma girişimi, ‘birilerinin topu tüfeği varsa bizim Allah’ımız var’ ifadeleri suçüstü yakalanan ve üste çıkmaya gayret eden telaşlı bir zihniyetin çırpınışlarından başka bir şey değildir. Yolsuzlukları örtbas etmeye, milli irade dolandırıcılığıyla akılları karıştırmaya ve siyaset cambazlığıyla günahları örtmeye hiç kimse, hele ki Başbakan Erdoğan asla kalkışmamalıdır.

Aziz milletimiz çalan, çırpan ve haksızlıklarla menfaat temin eden kim olursa olsun yakalarından tutulmasını ve bunlardan hesap sorulmasını beklemektedir. Ayrıca mahdumları haram para peşinde koşan ve nüfuz ticareti yoluyla hukuk dışı iş, işlem ve ilişkilere karışan bakanların mevcut hal ve durumlarını gözden geçirmeleri siyasi ahlakın bir gereği olacaktır. Türkiye her anlamda arınmalı, her bakımdan paklanmalı, her düzeyde temizlenmelidir. Tüyü bitmemiş yüzbinlerce yetimin, mağdur olmuş milyonlarca mazlumun hakkına el uzatacak kadar İslam’dan, insaftan ve insanlıktan uzaklaşanlar sona yaklaşmış, krediyi tüketmiştir.” Sözleriyle her zaman olduğu gibi bu konuda da çok net tespitler yapmış ve hükümete yol göstermiştir.

Üzerini örtecekler

Yapılan açıklamalar, yaşan gelişmeler ve iktidar cephesinin hareket tarzı, daha önce Deniz Feneri ve benzer bir çok olayda örneğini yaşadığımız gibi, bunun da üzerinin örtüleceğini gösteriyor. En azından bunu yapmaya çalışacak, hatta buradan bir kahramanlık çıkarmaya uğraşacaklardır. Görevden alınan polis müdürüyle ilgili yapılan açıklama çok çarpıcıdır. Hırsızlıkları ortaya çıkarmanın “görevi kötüye kullanmak” olarak değerlendirildiği ilk ve tek ülkeyiz. Bu da yetmiyor, “hani yargı AKP’nin kontrolündeydi. Öyle olsaydı bu operasyonlar yapılır mıydı?” Gibi trajikomik savunmalar yapıyorlar. Bunu söyleyenler ya kendilerinin çok uyanık olduklarını veya bizim geri zekalı olduğumuzu zannediyor olmalılar. AKP’nin bir dehşet düzeni üzerine oturduğunu, bu ortaklığın bir yerinden bozulması halinde ortaya çok ağır sonuçların çıkacağını yıllardır söylüyoruz.

Siyasi sonucu olmalı

Gelinen aşamada Sayın Bahçeli’nin altını çizdiği gibi bu meseleyi hükümet-cemaat çekişmesine hapsetmek, kesinlikle iyi niyet olmayacaktır. Ortada çok vahim iddialar var. Gözaltına alının şahıslar bakanlık görevi yürütenlerin birinci derece yakınlarıdır. Bunun mutlaka bir siyasi sonucu olmalıdır. Olmak zorundadır. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bile bunu söylemek durumunda kalmıştır. İnanç hortumculuğu yaparak, mazlumu oynayarak, ne olduğu tam anlaşılamayan bir takım suçlamalarla topu başka yerlere atarak bu sorumluluktan kurtulamazlar. Eğer masumiyet karinesi dikkate alınacaksa, bu önce şaibe altında olanlar için geçerlidir ve istifa hem demokratik, hem hukuki, hem de vicdani bir müessesesidir.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU