Dolar 34,5709
Euro 36,3523
Altın 2.918,85
BİST 9.659,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 11°C
Az Bulutlu
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Sal 11°C
Çar 13°C
Per 14°C
Cum 15°C

HAIN ÜMIT OLURSA

HAIN ÜMIT OLURSA
19/11/2013 16:44
A+
A-

Hain Ümit Olursa

Diyarbakır tarihin en karanlık günlerini yaşarken, AKP’nin BOP yolunda nereden gelip nereye gittiği ve 12 yıllık iktidarın bu millete neye mal olduğu acı biçimde bir defa daha belgelendi. Bütün bu yaşadıklarımız ve Diyarbakır’daki kara gün 12 yıllık bir planın sonucudur. Başka hiçbir ölçüye gerek kalmadan Diyarbakır ziyareti sırasında sayın Başbakanın yanında kimlerin olduğuna bakmak fazlasıyla yeterlidir. Muhatabı ve yol arkadaşı, Barzani ve İmralı’daki bebek katili olan bir hükümetten söz ediyoruz. Bunlar ömürlerini Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk milletine düşmanlık, kin, nefret, ihanet ve soykırımla geçirmişlerdir. Şimdi akıl veriyorlar, alkış tutuyorlar ve memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Varın gerisini siz hesap edin. Böyle bir ortaklıktan hayırlı, faydalı, birlik ve bütünlüğe katkı yapacak bir sonuç çıkmasını bekleyen varsa, aklına şaşarım.

Çözdüler

Boşuna “çözüm” diye ortaya çıkmadılar. Gerçekten de çözdüler. Türkiye’nin varlığı, birliği, üniter yapısı, milli devleti ciddi biçimde çözülmüş durumdadır. İmralı canisi, Barzani, Kan dilliler, BDP ve AKP el ele vererek ülkeyi lime lime etmekle kalmadılar, sınır çizip adını da koydular. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bölümünde artık ayrı bir dil konuşuluyor. “Bayrak” denilerek, ayrı paçavralar sallanıyor. Güvenlik birimleriyle, eğitim kurumlarıyla, sivil toplum örgütleriyle ayrı bir yapı oluşmuştur. Sayın başbakanımızın “Sivas’ın ötesi” beyanlarıyla sınır çizilmiş ve Barzani tarafından haritalar yayınlanmıştır. Son olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı “Kürdistan” diyerek adını da koydu. Bir defa daha ve altını çizerek belirtelim ki, artık sıra teslim etmektedir.

Nereden nereye?

Vah Türkiyem vah! Nereden nereye? Canının bağışlanması için yalvaran, her şeyi yapmaya razı olduğunu söyleyen bebek katili ülkenin gündemini belirliyor. Hayatını sürdürebilmek için Türkiye sınırında görüşecek bir muhatap arayan, verdiğimiz pasaportla seyahat edebilen Barzani, akıl veriyor ve Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanıyla birlikte el sallıyor. Bu peşmerge bir süre önce de tehdit ediyor ve meydan okuyordu. AKP’nin bu kadarını yapmasına, bu kadar teslim olmasına kendisi bile inanamıyor ve “Bir gün Diyarbakır’da Kürt bayraklarıyla karşılanacağımı rüyamda görsem inanmazdım. Tarihi günler yaşadık.” Deme gereği hissediyor. Gerçekten de ihanetin bu kadarı kimsenin aklına gelmezdi ve rüyalarında görseler inanmazlardı. AKP, bu ihanet takımının rüyalarını gerçeğe dönüştürdü.

Kime teslim edecekler?

Şimdi bu teslimatı kime yapacaklarını tartışıyorlar. Daha doğrusu Barzani’ye teslim ederlerse ne olur, İmralı katiline teslim ederlerse nasıl bir sonuç doğar noktasında karar veremiyorlar. İkisine birden teslim etmenin bir formülü var mı, onu tartışıyorlar. Barzani, “benim bu ihanet yolundaki geçmişim daha eskidir. Irak’ı bölmekte, Türkmen varlığını yok etmekteki başarım ortadadır. Bana teslim edilmelidir. Kuzey Irak’da petrol de var. Oradan da size pay veririm” diyor. İmralı’daki cani ve yandaşları ise, “ülkeyi bölünme noktasına biz ve bizim döktüğümüz kan getirdi. AKP’yi biz teslim aldık ve bütün bunları yapmaya razı ettik. Dolayısı ile teslimat bize yapılmalıdır” diye dayatıyor. Şivan Perver, “ben her iki duruma da razıyım. Hangisine teslim edilirse, onun törenine katılır, onun için eğlence düzenlerim” güvencesi veriyor.

Hükümetten önce Eşbaşkanlar açıklıyor

Ne acıdır ki, geldiğimiz nokta budur. Barzani ve İmralı canisi AKP’nin Eşbaşkanı konumuna getirilmişlerdir. AKP’nin oturup bunlarla konuştuğunu, müzakere ettiğini ve birlikte karar verdiğini ortalığa saçılanlardan anlıyoruz. Birçok şeyi hükümetten önce bunlar açıklıyor ve AKP bundan hiç rahatsız olmuyor. Bugün yaşananları aylar önce İmralı’daki bebek katili BDP milletvekillerine anlatmıştı. Yayınlanan tutanaklarda ne varsa, tamamının gerçekleştiğini hayretle görüyoruz. Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır’da “cezaevleri boşalacak” ilanını, “Başarılı olursam, ne KCK tutuklusu kalır, ne başkası” diye, İmralı canisi ta geçtiğimiz Şubat ayında duyurmamış mıydı? Şu kepazeliğe bakınız ki, Barzani’de Diyarbakır’da benzer şeyler söylüyor. ”Süreç istediğim gibi giderse Öcalan dahil genel af gelebilir” diyebiliyor. Bir Allah’ın kulu da çıkıp, “bu ne cüret. Siz kimsiniz?” diyemiyor.

Sandık fırsatı

Türkiye bir seçim dönemine giriyor. İhanet ne kadar ileri giderse gitsin, Türk milletine bunun hesabını sorma fırsatı artık yaklaşmıştır. Gelinen nokta çok açıktır ve en küçük bir endişeye yer bırakmayacak kadar nettir: Kimin ne yaptığı, ne istediği, nerede durduğu anlaşılmıştır. Türk milleti sandıkta bu AKP’yi bitirmez ve bir fırsat daha verirse, AKP’nin Türk milleti ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ni de bitireceğinde bir kuşku kalmamıştır.

Orhan Karataş / ORTADOĞU