BABACAN: MAKUL GENIŞLEMENIN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredi ve kredi kartında aşırılığın olduğu alanlara dokunacaklarını ifade etti. Babacan, “Malum aşırılık ekonomiye zarar veriyor. Bu nedenle makul genişlemenin önünü açacağız.” dedi.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) devlet katkısının etkilerinin açıklandığı basın toplantısında gazetecilerin gündeme dair soruları cevaplayan Babacan, kredi kartına limit ve taksit sınırlaması getirecek yasa tasarısına dair sorular üzerine, “Bireysel kredi,tüketici kredisi, kredi kartı ile ilgili yasal yeniliklerin önemli bir bölümünü yaptık. Bunlar Orta Vadeli Program’ı (OVP) açıkladığımız mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girdi.” dedi. Şu an 3 alanda ise Kalkınma Bakanlığı, Merkez Bankası, Hazine ve BDDK’nın etki analizi yaptığını aktaran Babacan, şöyle devam etti:
“Bu çalışmalar bittikten sonra hangi konuda, ne kadar ye yenilik yapılacak, bunların kararını vereceğiz.Şu beyan edilmeli aşırılığın meydana geldiği alanlarda daha fazla yenilik yapacağız. Makul kredi genişlemesinin önünü açacağız. Makul kelimesinin altını çiziyorum. Malum aşırılık ekonomiye zarar veriyor. Kredi hacmi makul ve dengeli büyüme önemli. Krediler; üretim içinse, ihracat için ise, yatırım için ise evet ama tüketim için ise işte orada dikkatli olacak, makul olacak. Bu anlamda ilave önlemleri alacağız.”
Başbakan Yardımcısı, kredi ve kredi kartının yasal prosesi için bir takvim belirlenip belirlenmediğinin sorulması üzerine de “Burada kredi kartının yanında bireysel kredileri de ele alacağız. Ürün nevi ile kredi taksidinin bağına bakacağız. Bu yenilikler yakında tamamlanacak. Karar almamız haftalar içinde olur, uygulama için de bir takvim olur. Bilhassa ürünün sektörü, alım satımı ile ilgili etkiler ölçülebilir olmalı. Çünkü kimi alanarda daha keskin, süratli tedbirler alınmalı. Bunların uygulaması BDDK tarafından yapılacak. BDDK, bunu görüşe açacak. Biz de bir çerçeve ortaya koyacağız. Gelen görüşlere bağlı olarak nihai uygulama başlayacak.” açıklamasında bulundu.
Gazetecilerin cari açık ile ilgili sorularına ise Babacan, “Tahminleri ortaya koyduk. Bu sene yüzde 7’yi bir miktar aşan açığa ihtimal veriyoruz. Tabii bize göre açığı ay ay değil de senenin tamamına bakarak ele almada fayda var.” karşılığını verdi.
“İLAÇTA ENFLASYON FARKI VERİYORUZ, KUR FARKI HAKİKATE UYGUN DEĞİL”
İlaç için Euro kurunun 1,95 lira olduğunun aktarılmasına mukabil Ali Babacan, şu açıklamalarda bulundu:
“İlaç ile ilgili olarak da 2009’dan bu yana global bütçe uygulaması yapıyoruz. Global bütçe uygulamasında enflasyon farkı veriliyor. Kurun artmadığı, gerilediği dönemde dahi o senelerin enflasyonu verildi. Şu an sektörün talebi; enflasyon farklarını aldık, bir de ayrıca şu 4 senenin kur farkını alalım. Bu karşılanamaz, hakikate uygun da değil. Global bütçe uygulaması devam edecek. Yani birileri, ‘ilaç fiyatları geriledi, kaliteden çalalım’ diyebilirler, bu da hakikate uygun değil. Kaldı ki; bunun denetimi devlet tarafından yapılır. Yine ‘kur farkını verin yoksa kötü ilaçlar piyasada olacak’ türünden baskılar boşunadır. Burada bir kararlılık vardır. Enflasyon farkını verdiğimiz ürünlere devlet olarak kur farkını da veremeyiz, kusura bakmasınlar. 2008’den bu yana enflasyon toplamını görsünler. Bizler, dezenformasyon çabalarına dikkat etmeliyiz. Bu anlamda ithal kalemlerimizden ilaç konusunda dikkatli tutumumuz devam edecek.”
KIDEM TAZMİNATINDA BES’İN DE YER ALMASI
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Koçak’ın Kıdem Tazminatı Fonu’nda BES’in de yer alması önerisi ile ilgili yorumları sorulan Babacan, bu konuda da şunları söyledi:
“Kıdem tazminatı hakkından yüzde 10 pay alıyor, yüzde 90 alamıyor. Bu yüzde 10 sendikalılık oranının büyük olduğu kesim. Bunun yanında kamuda olanlar, büyük şirketlerde görev yapanlar hakkını alıyor. Burada sendikasız yığınlar hakkını alamıyor. Örnek veriyorum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, sendikalarla bir araya geliyor. Masada yüzde 10 var, kıdem tazminatı alamayan yüzde 90 yok. Şu an Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kıdem tazminatı ile ilgili prosesi yürütecek. Ama biz, iktidar olarak her kesim göz önünde bulundurmalıyız. Kıdem Tazminatı Fonu’nu bir şirket temelinde de ele alabiliriz. Şirkette görev yapanların büyük bölümü fona geçmeye sıcak ise bu yapılabilir. Tabii dileyenler de eski sistemde devam edebilir. Ama bir şirkette görev yapanlar Kıdem Tazminatı Fonu’ndan yanaysa, bu anlamda irade koyuyorsa, biz kapıyı açmalıyız. Çünkü burada yüzde 10 şanslı, yüzde 90 mağdur. Bu mağdurların temenni ve taleplerini karşılamak, hak kayıplarını gidermek sorumluluğumuz. Öte yandan Kıdem Tazminatı Fonu’na BES ile ele alındığında devlet katkısı verilebilir. Bu da sistemin ilerlemesi, fonun ilerlemesi için önemli bir ilave teşviktir. Tabii bunlar fikir ve tasarı safhasında, onu da unutmayalım.”
cihan