Devlet Bahçeli’den 18 Mart mesajı: Çanakkale’yi geçemeyenler, Türkiye’yi de geçemeyecek

Devlet Bahçeli’den 18 Mart mesajı: Çanakkale’yi geçemeyenler, Türkiye’yi de geçemeyecek
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, “110 yıl önce Çanakkale’yi geçemeyenler, ebediyete kadar Türkiye’yi geçemeyecekler” diyerek birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü dolayısıyla paylaştığı mesajda, “110 yıl önce Çanakkale’yi geçemeyenler, ebediyete kadar Türkiye’yi geçemeyecekler” dedi.
MHP’nin sosyal medya hesabı üzerinden paylaşılan mesajda şu ifadeler yer aldı
“110 yıl önce Çanakkale’yi geçemeyenler, ebediyete kadar Türkiye’yi geçemeyecekler. Kökeni, mezhebi, meşrebi ve memleketi ne olursa olsun aziz ecdadımız, Türk bayrağının altında toplanarak millet olmaktan kaynaklanan hak ve kazanımlarımızı tarihin derinliklerinde cesaret ve dirayetle nasıl muhafaza etmişse, bugün de aynısının yine tekrarlanabileceğine yürekten inanıyorum. Türk milleti, ayrışma, bölünme ve farklılaşma tuzaklarına düşmeden, oynanan oyunların farkına vararak dünün muhteşem mücadelelerine sahip çıkacak ve elbette feyzalacaktır. 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünü müftehir bir vicdanla kutluyor, bize bu zaferi emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve cephe komutanları olmak üzere, kahraman şehitlerimize, gözü pek neferlerimize Cenabı-ı Allah’tan rahmetler diliyor, hepsini minnet ve şükran hislerimle yad ediyorum”
.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin mesajının tamamı:
Çanakkale yalnızca 81 ilimizden birisi değil, bunun da fevkinde ve ötesinde dünyanın en büyük şehitliği, iman ve iradenin devleştiği mücadele ve mücahede sahnesidir. Dayatan zorbalığın, dalaşan zulmün, damgalı zilletin hain ve kanlı kuşatması damıtılan feragat ve fedakarlıkla kırılmış, aziz vatana göz diken çürümüş müstevli hesapları dökülen şehit kanlarıyla ve nice kahramanlık destanıyla alt üst edilmiştir. 110 yıl evvel, milli birlik ve dayanışmanın muktedir ve müteyakkız duruşu Çanakkale’de devleşerek son yurdumuzun çiğnenmesini engellemiş, sömürgeci heves ve hedefleri enkaza çevirmiştir. Çanakkale ruhunu önce anlayıp sonra da nesiller boyunca anlatmak, dahası düşman emellerin her zaman tetikte ve teyakkuzda olduğunu uyanık bir şuurla idrak etmek Türk milletinin ve Türk devletinin varlığına muazzam ve muazzez bir hizmettir. Bir hilal uğruna battığı söylenen güneşler esas itibariyle istiklalimizi ve istikbalimizi mutena şekilde aydınlatmış ve nurlu ufkumuza gerilen perdeleri ferden ferda aralamışlardır.
Çanakkale’nin muhtelif mahal, mecra ve mıntıkalarında kazanılan ve göğsümüzü kabartan deniz ve kara zaferleri Türkiye Cumhuriyeti’nin adeta önsözü, önyüzü, bir nevi bedel bedel ödenen muştusu olmuştur. Küresel ve bölgesel ölümcül senaryoların zorunluluk icabı baştan ayağa değişmesi/değiştirilmesi müteakip senelerdeki denge ve dinamikleri etkilemekle kalmamış, işin özünde bugünün dünyasını askeri, siyasi ve stratejik mahiyette tayin ve tahvil etmiştir.
Şehitlerimiz var oluşumuzun manevi muhafızları, ölümü içinde öldürmesini bilmiş kahramanlarımızdır
Vatan, millet, bayrak, mukaddesat ve milli onur uğruna fani hayatlarını siper eden aziz şehitlerimiz boşuna hayattan kopmamış, boş yere toprağa düşmemişlerdir. Şehitlerimiz var oluşumuzun manevi muhafızları, ölümü içinde öldürmesini bilmiş kahramanlarımızdır. Bu nedenle şehitlerimizin ruhlarını muazzep edecek herhangi bir ilişki ağının kıyısında, köşesinde veya içinde olmamız asla ve kat’a söz konusu değildir, nihayet böylesi bir tarihi sapma evvela Çanakkale şuuruna hakaret ve hürmetsizlikle eşdeğerdir.
Vatan sevdasının ve millete mensubiyetin siyaset ve istismarı yapılamaz
Türk vatanı savunulurken hiç kimsenin kökeni sorulmamış, hiç kimsenin mezhebi sorgulanmamış, hiç kimsenin yöresi ve etnik aidiyeti merak uyandırmamıştır. Türk milleti bir olmuş, nitekim tek yürek halinde kenetlenmiş, muhasım güçlerin karşısına beden beden toplanarak, can cana vererek, kan kana direnerek aşılması ham bir hayal olan bağımsızlık duvarı örmüştür. Vatan sevdasının ve millete mensubiyetin siyaset ve istismarı yapılamaz. Düşmansız Türkiye’yi başaranların ahfadı terörsüz Türkiye’yi inşa ve ihya edeceklerdir. Kara propaganda ve kirli kampanya figüranlarına özellikle hatırlatırım ki, bizim utanacak, sıkılacak ve başımızı öne eğecek hiçbir açığımız ve eksiğimiz yoktur.
Türk ve Türkiye sevdalılarını mesnetsiz ve melun ithamlarla hedef alanlar asla sonuç alamayacak
Çanakkale şuurunun kılavuzluğunda milli birlik ve kardeşliğimizi, tıpkı çeliğe su verir gibi, sağlamlaştırmanın ve güçlendirmenin haricinde Türk ve Türkiye sevdalılarını mesnetsiz ve melun ithamlarla hedef alanlar asla sonuç alamayacaklar, inandığımız ve ilerlediğimiz yoldan bizi geri döndüremeyeceklerdir. Çanakkale’yi vicdanında özümsememiş maskaraların algı oyunları, alçak oluşumları değersizdir ve yok hükmündedir. Tarih bir gün gerçek ve inanmış Türk milliyetçilerinin vatan, millet ve ortak mukadderat uğruna nasıl hasbi ve samimi şekilde mücadele ettiğini yazacaktır.
siyasi tacirleri de dip not olarak bile kaale almayacaktır
O tarih sayfalarında bugünkü hamaset ve hakaret numuneleri, uzun zaman önce fikren, fiilen, fiziken, zikren ve siyaseten ayrı düştüğümüz kullanışlı ve kumandalı fason siyasi tacirleri de dip not olarak bile kaale almayacaktır. Türk milletinin Çanakkale destanı gönüllerde yaşadıkça, bunu sahiplenen vatansever şahsiyetler bulunduğu müddetçe, geçmişte muvaffak olamayan iç ve dış işgal cephesi, inanıyorum ki bugün de sonuca ulaşamayacaktır.
Bu duygularla; 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. Yıl Dönümünde; tertemiz kanlarıyla üzerinde yaşadığımız toprakları vatanlaştıran aziz şehitlerimizi minnet duygularımla anıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bağımsızlık ve varlık mücadelemizi muhteşem bir cesaret ve hamiyetle kucaklayan muhterem ecdadımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Kaynak: Türkgün