Dolar 35,0150
Euro 36,7916
Altın 2.980,63
BİST 10.011,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 12°C
Çok Bulutlu
İstanbul
12°C
Çok Bulutlu
Per 15°C
Cum 13°C
Cts 8°C
Paz 13°C

Devlet Bahçeli’den Suriye mesajı: Fırat’ın doğusunun da temizlenmesi mukadder sorumluluktur

Devlet Bahçeli’den Suriye mesajı: Fırat’ın doğusunun da temizlenmesi mukadder sorumluluktur
16/12/2024 16:03
A+
A-

 

Devlet Bahçeli’den Suriye mesajı: Fırat’ın doğusunun da temizlenmesi mukadder sorumluluktur

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Suriye’deki gelişmeleri değerlendirdi: “Çürümüş Esad rejiminin karanlık devri kapanmış, Suriye halkı özgürlüğe kavuşmuş ve yeni bir döneme kucak açmıştır. PKK/YPG’nin Fırat’ın batısından çıkarılmasından sonra doğusunda da temizlenmesi mukadder sorumluluktur.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Suriye’deki gelişmeler” hakkında yazılı bir basın açıklaması yaptı. Devlet Bahçeli, Suriye’de Esad rejiminin çöküşünü değerlendirerek yeni yönetim, terörle mücadele ve İsrail’in politikalarına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde;

“Suriye’de bambaşka Bir Siyasi Gerçeklik Meydana Gelmiştir”

“2011 yılının Mart ayından itibaren derin ve denetimsiz çalkantılarla bocalayan, birbirine eklemlenerek büyüyüp genişleyen dev krizlerle boğulan Suriye’de 8 Aralık’tan geçerli olmak üzere bambaşka bir siyasi gerçeklik meydana gelmiştir.

ÇÜRÜMÜŞ ESAD REJİMİ NİHAYET ÇÖKTÜ

Baştan ayağa çürüyen Esad rejimi bütün melanet ve musibetiyle nihayet çökmüştür.
Nitekim baskıcı ve totaliter Esad rejiminin zulüm ve zilletle iç içe geçen karanlık devri kapanmış, Baas ilkelliği zora ve geniş bir ittifaka dayalı şekilde tasfiye edilmiştir.

“SURİYE HALKI ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞTU, YENİ BİR DÖNEM KUCAK AÇTI”

Suriye halkı pas tutmuş esaret zincirlerini kırarak özgürlüğe kavuşmuş ve yeni bir döneme kucak açmıştır.
Kanlı, kaotik, karmaşık ve uzun süreli istikrarsızlık yıllarının ardından Suriye’de yeşeren birlik ve dirlik iradesinin bölgesel barış ve istikrarın destekleyici unsurlarından birisi olarak sivrilmesi hiç kuşku yok ki samimi beklentimizdir.

“yeni Suriye’nin demokrasiye geçiş süreci hızlanacaktır”

Özellikle Türkiye’nin diyalog ve işbirliği telkinlerine sırt çeviren, halkıyla düşman kamplarda mevzilenip ihtilafa düşen zalim Esad’ın ülkeden kaçışıyla birlikte tarih sahnesine çıkan yeni Suriye’nin demokrasiye geçiş süreci inanıyorum ki hızlanacaktır.
Muhalif grupların yönetimi devralmasıyla Suriye’de ihtiyatlı ve zamanla daha da somutlaşacak bir bahar havası doğmuştur.
Üç ay süreyle görev yapacak geçiş hükümetinin şu ana kadar verdiği mesajlar, yaptığı açıklamalar, gösterdiği olgun yaklaşımlar sevindirici olduğu kadar ülkede yaşayan her kesim için makul, dengeli, dengeleyici ve rahatlatıcıdır.
Bu kapsamda dost ve kardeş Suriye halkının memnuniyeti, yeni yönetimi sahiplenmesi ayrıca şayan-ı dikkatimizi celp etmektedir.

TÜRKİYE, SURİYE KRİZİNDE DOĞRU YERDE DURDU

Türkiye 13 yıllık Suriye krizinde doğru yerde durmuş, esasen komşuluk hukukunun ahlak ve ilkelerini titizlikle savunmuş, bununla da kalmayıp her zaman bağlı kalmıştır.
Masum insanları katleden, bu minvalde en acımasız işkence metotlarını kullanan, milyonlarca Suriyeli’yi yurdundan ve yuvasından koparan Esad’ın akıl, şuur, vicdan ve basiret kaybı Türkiye’ye ters bakışına yol açmış, elbette makus sonunu hazırlamıştır.
Suriye’de vasat bulan yeni normalin geçmişten ders çıkarması huzur ve sükûnetle perçinlenmiş bir gelecek için kaçınılmaz gerekliliktir.

BAHÇELİ’DEN İSRAİL’E “GOLAN” TEPKİSİ

Diğer yandan Siyonist barbarlığın Suriye topraklarında yayılma politikası kabul edilemez bir istila girişimidir.
İsrail’in, Golan Tepelerinde tesis edilen tampon bölge sınırını aşarak Şam’a doğru ilerleyiş kaydetmesi, farklı zamanlarda hava saldırıları düzenleyerek güç gösteri yapması, ısrarla ve sistematik ölçekte nüfuz alanları oluşturarak Suriye topraklarında hak iddiasında bulunması alçak bir fırsatçılıktır.
Türkiye Suriye halkının yanındadır.
Bu meşru ve dostane tutum hiç değişmeyecektir.
Aynı fırsatçılığa bölücü terör örgütünün de teşne olması sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
İsrail’in sabır ve sinir eşiklerini tahrip ve taciz eden müdahalelerine karşı direniş hattı kurulmalıdır.

“SURİYE’NİN SİYASİ VE TOPRAK BİRLİĞİ TÜRKİYE İÇİN KIRMIZI ÇİZGİDİR”

Suriye, Suriyelilerindir; Türkiye’de misafir olan geçici koruma statüsündeki kardeşlerimizin geri dönüşleri ise başlamıştır.
Bu ülkenin siyasi ve toprak birliği tartışmaya kapalı bir konudur.
Aynı zamanda Türkiye için kırmızıçizgidir.
İsrail’in yayılmacı emellerini mütehakkim ve mütecaviz politikalarla devam ettirmesi halinde Türkiye’yle karşı karşıya gelmesi, temas hattının sıfıra inmesi kaçınılmaz hale gelebilecektir.

ŞAM’A GÖZ DİKENLERE UYARI

Şam’a göz dikenlerin Tel Aviv ile Kudüs’te sıkışıp bozgunla yüzleşme ihtimali yabana atılmamalıdır.
Suriye’de barış, huzur ve kardeşlik ikliminin filizlenmesine tahammül edemeyen mihrakların sürekli savaş ve çatışma ortamı için ikmal yapmasına, tehlikeli senaryoları devreye sokma arayışlarına Türkiye’nin yanında ümit ederim ki, bölge halkları da müsaade etmeyecektir.

TÜRKİYE VE SURİYE’NİN GELECEĞİNDE TERÖRE YER YOK

Terör örgütlerinin Suriye topraklarından sökülüp atılmasından başka seçenek de kalmamıştır.
PKK/YPG’nin Suriye’de tutunması geldiğimiz bu aşamada muhal bir hayaldir.
Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin güvenliğine, geleceğine, insan ve toprak bütünlüğüne azami tehdit saçan terör örgütlerinin yuvalandığı alanlardan çıkarılarak ya imha ya da teslim alınması muhakkak sağlanmalıdır.
Güney sınırlarımızın sıfır noktasından başlamak suretiyle derinlemesine veya koridor biçimiyle bir terör devleti kurma hedefini gündeminde tutanlar hayal kırıklığı yaşamaya mecburdur.
Ne Türkiye’nin ne de Suriye’nin geleceğinde terör örgütleri olamayacaktır.
Suriye’deki yeni yönetimin PKK/YPG ile Kürt kardeşlerimizi tefrik etmesi, ayrı ayrı değerlendirmesi, dahası terör örgütlerinin varlığını reddetmesi takdirle karşıladığımız müspet bir adımdır.
Üstelik silahlı tüm grupların dağıtılma kararı da iyimserliğimizi kamçılamıştır.
Parçalanmış Suriye’ye yatırım yapan küresel ve bölgesel aktörlerin kukla olarak sahaya sürdüğü terör örgütlerine hayat hakkı yoktur.

“PKK/YPG ile mücadelemiz tavizsizdir”

PKK/YPG’nin Fırat’ın batısından çıkarılmasından sonra doğusundan da temizlenmesi mukadder bir sorumluluktur.
Suriye’yi vatanı ve varlığının onur eşiği kabul eden, etnik kökeni ve mezhebi ne olursa olsun bütün Suriyelilerin bir ve beraber ülkelerine sahip çıkmalarıyla geçiş döneminin risk ve sancıları kısa zamanda atlatılacaktır.
Siyasi sürecin canlandırılmasıyla yarım kalan anayasa hazırlığının tamamlanıp demokrasinin işler ve işlevsel hale gelmesi Suriye’nin gücüne güç katacaktır.
Türk milleti Suriyeli kardeşlerinin destekçisidir.
Demokrasiye hızla geçilmesi için yardıma hazırdır.
Ülkemizden doğup sınır aşan sular mahiyetindeki Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan “Bereketli Hilal”, komşu coğrafyaların huzur, sükûnet ve refahını takviye ve tahkim edecektir.
Bizden doğup akan sular asil kardeşlerimize bereket taşıyacaktır.
Suriye Türkmenleri kadar Suriyeli Kürtler, Araplar ve diğer kökenleri temsil eden toplumsal gruplar ayrılmaz ve bölünmez bir bütün halinde bağımsız devletlerinin çatısı altında sonsuza kadar yaşayacaklardır.
Türkiye ve Suriye’de hayat mücadelesi veren Kürt kardeşlerimizin bölücü terör örgütüyle bir ve beraber anılması diye bir şey yoktur.
Kürt kardeşlerimizle kavlimiz ve kaderimiz birdir.
PKK/YPG ile mücadelemiz tavizsizdir, kıran kırana devam edecektir.

ÖZGÜR ÖZEL’E “VİKİNG BENZETMESİ” TEPKİSİ

CHP Genel Başkanı’nın “Öcalan Meclis’e gelsin, konuşsun, sorun çözülsün demek Viking kafasıdır” sözleri bir cahilin, bir densizin, bir mankurtun tevili olmayan zırvasıdır.
Kürt kardeşlerimizle kucaklaşmamızı hazmedemeyen, terör sorununun sonlanma ümitlerini kabullenemeyen CHP, DEM Parti’nin yerine geçmiş, etnik ve mezhep bölücülüğü kulvarında öne çıkmıştır.
CHP’nin yalnızca ekseni kaymamış, aynı zamanda siyasi etik ve erdemi de buharlaşıp kaybolmuştur.
CHP Genel Başkanı’nın Viking benzetmesi kimlere özendiği, hangi tarih müktesebatından beslendiği gerçeğini açıkça deşifre etmiştir.
Bizim mantığımızın Viking mantığı olduğunu ileri sürmek için hayatın akışına, siyasetin ve hadiselerin iç yüzüne esirleşmiş ve özelleşmiş devşirme gözüyle bakmak yeterlidir.
Bizim mantığımız Türk mantığıdır, feyzini millet aklından; fikrini de Türk ahlak, kültür ve tarihinin muazzam birikiminden almaktadır.

 

 

 

 

Kaynak: Türkgün /

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.