Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 10°C
Çok Bulutlu
İstanbul
10°C
Çok Bulutlu
Pts 11°C
Sal 12°C
Çar 13°C
Per 14°C

BDP’LI ÖNDER: DIRENENLERI KUTLUYORUM

BDP’LI ÖNDER: DIRENENLERI KUTLUYORUM
04/06/2013 21:20
A+
A-

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı görüşmenin ardından, “Benim bugünkü görüşmelerden edindiğim izlenim: Demokratik süreçlerin süratle devreye girdiği. Halkta oluşan farkındalığın devlet ve hükümet nezdinde de oluşmaya başladığını gördüm” dedi.

Önder, Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinden sonra Çankaya Köşkü’nden ayrılırken gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Gül’e, başlangıcından beri içinde olduğu Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylarla başlayan süreçle ilgili bilgi verdiğini ifade eden Önder, Gül’ün söylediklerini dinlediğini ve notlarını aldığını belirtti.

Sürecin, bir hukuk ihlaline karşı demokratik bir karşı çıkış, halkın karar sürecine katılmaması, demokratik süreçlerin çalıştırılmaması, her türlü itirazın şiddetle bastırılmasına dönük bir olayla başlayarak bu noktaya geldiğini dile getiren Önder, “Henüz demokrat siyasetin devlet katında bir reflekse bürünmediğini, demokratik mekanizmalara tahammülün henüz gelişmediğini görmek mümkün” ifadesini kullandı.

Ekolojik sistemin bir hükümet sorunu değil, başta o bölgede yaşayanlar olmak üzere bütün insanlığın sorunu olduğunu kaydeden Önder, bunlar yok sayılarak karar alınamayacağına işaret etti. “Doğru bir güvenlik yaklaşımı itirazlara alan açmakla mümkündür. İtiraz edenleri daraltıp onlara şiddet uygulamak sadece itiraz edenlerin çoğalmasına, bu haksızlığa isyan edenlerin çoğalmasına yol açar” diyen Önder, polisin eğitimini ve yapılanmasını baştan sonra gözden geçirmesi gerektiğini savundu. Önder, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oradaki tek tek polisler, bu işi şahsi meselesi, oradaki insanları da şahsi düşmanları gibi görüyorlar. Demokratik bir ülkede böyle bir yaklaşım olmaz, olmamalı.Gelinen noktada bugüne, düne kadar meselenin gelişim biçiminde demokratik süreçler bir türlü devreye girmemişti. Benim bugünkü görüşmelerden edindiğim izlenim: Demokratik süreçlerin süratle devreye girdiği. Halkta oluşan farkındalığın devlet ve hükümet nezdinde de oluşmaya başladığını gördüm. Yoksa bugüne kadarki yaklaşımla değil böyle toplumsal ölçekteki meseleyi mahalle kavgasını bile böyle ayıramazsınız, çözemezsiniz. Bu konuda kollektif bir akla ihtiyaç var ve sürecin tarafı olan insanları ciddi bir muhatap olarak kabul edip, anlamaya çalışmakla mümkün.”

DİRENENLERİ KUTLADI

Başbakan Vekili Arınç’ın, Gezi Parkı konusunda kenti de karar sürecine katan yeni bir süreç başlatılacağını söylediğini aktaran Önder, bunun olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti. Taksim Platformu’nun da Arınç ile görüşeceğini kaydeden Önder, “Resmi temsiliyet onlardır. Gerekli açıklamayı, kitleye dönük açıklamayı onlar yapmalılar” değerlendirmesinde bulundu.

İlk günden bugüne kadar direniş yapanlara selam gönderen ve kutlayan Önder, süreçle yaratılan demokratik farkındalığın ülkenin tarihinde önemli bir dönüm noktası olacağını vurgu yapan Önder, birçok kurumun süreçten ders çıkarmasını ve reflekslerini gözden geçirmesini gerektirecek bir olay yaşandığını söyledi.

Halkın denetleme refleksinin geliştiğini, devlet boyutunda da demokratik süreçlerin çalıştırılmaya başladığına işaret eden Önder, “Bundan sonrası bence bir şölene dönüşmelidir. Çünkü yaratılan durum, gerçekten bu ülkede herkesin düşünce tarihinde önemli bir mihenk taşı olma vasfı taşımaktadır. Bundan sonrasını mutlaka demokratik, barışçıl ve takip eden mekanizmalarla yürütmek gerekiyor. Halihazırda Türkiye’nin tamamında polis, bu anlayışa gelebilmiş değil. Süratle devletin, özellikle Ankara başta olmak üzere polise dönük bu şiddet temelli yaklaşımı engellemesi, polisi alanlardan çekip insanların kalbini kazanacak, duygularını onaracak mekanizmaları devreye sokması gerekiyor. Kamusal alanları tahribin bu mücadeleyi gölgelememesini diliyorum. Bu kararı ben almayacağım, önerilerimi söylüyorum. İsterim ki bu hafta sonu bu direniş şölen havasında kutlasın. Bunun da olabileceğine dair bir umudum var” diye konuştu.

MUHATAP TAKSİM PLATFORMU Önder, meselenin muhatabının Taksim Platformu olduğuna dikkat çekerek, kendisinin bölge milletvekili olarak sürecin içerisinde yer aldığını kaydetti. “Ben hiçbir eyleme çekilin çağrısı yapmam. Tarzım değil.” diyen Önder, eylemcilerle birlikte süreci yaşayan birisi olarak kesinlikle demokratik ve barışçıl ortamda bu direnişin gösterilmesini söyledi.

-“Sorumluların takipçisi olacağız”-

Kullanılan dile herkesin dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Önder, Hatay’da Abdullah Cömert’in hayatını kaybetmesinin sorumlularının en kısa sürede bulunmasını istedi.

Önder, bir soru üzerine, polisin sokaklardan çekilmesine yönelik olumlu bir izlenim edindiğini söyleyerek, “Eğer alanlara bu yansımazsa bunun doğuracağı vebalin altından hiçbirimizi kalkamayız” görüşünü aktardı.

Süreç, demokratik zeminde başladığı için halkın vicdanında karşılık bulduğunu dile getiren Önder, kitleyi “polisin fütursuz yaklaşımının ajite ettiğini” savundu.

Önder, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu hakkında soruşturma açılması gerektiğini savunarak, suç duyurusunda bulunacaklarını, soruşturmaların takipçisi olacaklarını bildirdi.

-“Bahçeli’ye çattı”-

Yaşananların halkın sadece ağaca gösterdiği bir tepki olmadığını dile getiren Önder, şöyle konuştu:

“Bu kadar yaygınlaşmasından herkesin çıkaracağı dersler olmalı. Bu, ‘Kardeşim, siz bu kadar nobran davranamazsınız, ülkeyi yönetme ruhsatı böyle hayatın her alanına, ölçüsüz, pervasız yaklaşma hakkını size vermez’ itirazıydı. Bu itirazı, 14 yaşındaki liselilerden 70 yaşındaki kadınlara, her siyasal düşünceden insanlara varana kadar herkes bir yerinden omuzladı.

Bu vesileyle bir de Sayın Devlet Bahçeli’ye bir şey söylemek istiyorum. Sürekli, ‘İmralı’nın postacısının başrolde oynadığı bir işin içinde bir olamayız. Sen orada ne yapıyorsun’ diyordu. İki yanlış var burada. Sayın Bahçeli bilmeli ki orada evlatlarımızın canını, burada ağzı yok, dili yok ağaçlarımızın canını kurtarmak için oradaydım. Orada da burada da hukukun dışına çıkmamaya, meseleyi demokratik bir hukuk zemini içinde çözmek için oradaydım. İmralı sürecinde hangi saikle yer alıyorsam bu ağaçların canı için de aynı saikle yer aldım. Bu duyguyu anlayabilir mi? Sanırım anlayamadığı için empati kuramıyor.

Yanılıyorsunuz Sayın Bahçeli, MHP’li birçok seçmen bizimle beraber o meydandaydı. Çünkü yapılan işin ne kadar haklı, ne kadar meşru, ne kadar demokratik bir zeminde olduğunu sizden çok daha fazla fark etmişlerdi.”

 

AA / Cihan