Bu seçim önemli değil!
Bu seçim önemli değil!
Değerli okur,
Yine Türkiye’nin, Türk milletinin, Türk dünyasının, İslam ve insanlık aleminin kaderini 5,10 hatta 50 yıl etkileyecek bir seçimin arifesindeyiz..
Herkesin bildiği üzere siyasi partilerden iktidar partisi iktidarını korumak, muhalefet partileri ise iktidara gelmek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar..
Mesela iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi, altını çizmek gerekirse geçmişteki dönem, yıllarca süren önemli hatalarından arınmaya başlayarak özellikle son demde hayata geçirmek için programına aldığı ve insanımızın hayatına olumlu etkileri olan/olacak çok önemli projeleri nihayetlendirip; birer birer halkımızın hizmetine sunmaktadır.
Öncelikle vatansız, bayraksız kısaca bağımsız bir ülke olunmazsa hiçbir şeyin önemli olmadığı gerçeğinden hareketle, savunma ve silah sanayiinde önemli merhaleler aşılarak; İHA, SİHA, Savaş Uçağı, Helikopterler, Savaş ve 5 yıl önce kızağa konmuş TCG Anadolu Uçak gemisi ile çıkartma veya savaş gemileri, tanklar, füzeler, uzun menzilli toplar ve hafif silahlar üreterek ordumuzun envanterine girmesini sağlamıştır!
Bu gelişmelerle birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Türk Emniyet Teşkilatımız gerek yurtiçi, gerekse de yurtdışı savunma ve haklarımızı koruma-kollama görevlerini daha kolay yapar hale gelmiştir… Bu bağlamda, yurt içi ve yurt dışında yapılan operasyonlarla PKK terör örgütü bitirilme noktasına getirilmiş, sınır ötesindeki PYD rahat hareket edemez hale getirilmiştir.
Dahası dünyadaki terör devletleri sıralamasında liderliği hiç bırakmayan ABD’nin sınırlarımızda taşeron bir terör devletçiği kurma amacı önlenmiştir..
Ve yine mesela Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte hareket edilerek onlara silah desteği sağlanmış, ardından yapılan destansı mücadeleyle 30 yıldır Ermeni işgali altındaki Karabağ’ın kurtarılması da işte bu sayede gerçekleşmiştir!
Keza uzaya yerli yapım uydular gönderilerek hem haberleşmemiz kolaylaşmış, hem de terörist unsurların hareketlerini daha rahat izleme imkânı elde edilmiştir..
Turizmin önderlik yaptığı ekonomik gelirlere sanayii de eklenmiş, tarım ve hayvancılıkta önemli aşamalar kaydedilmiştir!
Öte yandan yıllardır ihmal edilen bir meseleye eğilinerek mülkiyeti bizim olan arama/tarama gemileri temin edilmiş. Çok şükür, karadaki ve denizdeki doğal gaz ve petrol aramalarımız olumlu sonuçlar vermeye başlamış, çıkan gaz yavaş yavaş halkımızın kullanımına sunulmuştur..
Hastaneler, havaalanları, köprüler, kara ve demir yolları inşa edilmiştir. Yerli otomobil üretimi konusunda büyük bir aşama kaydedilerek, elektrikli Togg marka otomobiller yollara revan olmaya başlamıştır..
Dert bir değil ki…
Hatırlanacağı üzere, ABD destekli ve yönlendirmeli Fetö hain darbe teşebbüsüne maruz kalmıştık! Bu hain girişim sırasında şehit düşmüş can kayıplarımızın yanısıra, 15 Temmuz 2016 tarihine kadar geçen yaklaşık yarım asırlık bir zaman diliminde ülkemizin savunma ve ekonomi alanları başta olmak üzere bütün faaliyetlerimize sistemli bir şekilde önemli hasarlar verdikleri günyüzüne çıkmıştır!
Türk milleti, devletiyle çok şükür milli ve zinde güçleriyle bu badireyi atlatmış. Bu meşum hadise sonrası Cumhur ittifakı kurulmuştur.
Beri taraftan hatırlanacağı üzere son üç yılda bütün dünya ülkeleri gibi bizim de maruz kaldığımız Covid-19 vb. salgın hastalıklar; ekonomik ve sosyal dengeleri bozmuş, ardından ekonomik krizi tetiklemiştir.
Yaşanan felaketlere bir de Rusya’nın Ukrayna saldırısı ve işgali eklenmiş.
Ortam biraz yumuşayıp tam ekonomik yaralarımızı sarmak üzereyken, yine ülkemiz ansızın asrın felaketiyle karşılaşmış. Kahramanmaraş merkezli 7,6 ile 7,7 şiddetindeki 2 depremden ve artçılarından 11 vilayetimiz etkilenerek yerle bir olmuş, binlerce bina yıkılırken 50 binin üstünde insanımız canından olmuştur. Bu felaket sonrası eksiğiyle, noksanıyla, yanlışı veya doğrusuyla büyük bir mücadele verilmiş, ardından yeniden toparlanma sürecine girilmiştir..
Ancak herkeste biliyor ki, depremin insani ve ekonomik kaybı çok büyük olmuştur…
Peki bunları bize ne diye anlattın diyebilirsiniz!
Şunun için anlattım..
Geçmişte kısa kısa da olsa iktidara geldiklerinde halkın yararına hiçbir olumlu icraatları olmayan, aksine terörü ve anarşiyi hortlatan; halkı yoklukla imtihan edip, kuyruklara mahkûm eden CHP’nin işinin gücünün felaket tellallığı olduğunu..
Yaptığı son seçim ittifakı bileşenlerinin, menfaatini ön planda tutan ve “at pazarlığına” meyyal kişilerden oluştuğunu; bu nedenle memleket hayrına bir çivi bile çakamayacaklarını.. Yetki karmaşası ve kadro paylaşımı yüzünden işlerin yürümeyeceğini..
Yine yaptıkları söylemleri göstermiştir ki:
Bölücülüğün, bölgeciliğin yanısıra mezhepçiliğin yeniden hortlatılacağını..!
Başa geldiği günden bugüne kadar ağzından bir kere bile, koltuğunda oturduğu Atatürk’ün “Ne Mutlu Türküm Diyene!” sözünü duymadığımız CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı yurtdışı gezileri ve gizlice yaptığı temaslardan anlaşılacağı üzere; ABD emperyalizmine yeniden kucak açılacağını…
Hayali ve temelsiz vaatler ile kaynağı ve miktarı kuşkulu yabancı kredilerle bu işin hayal mahsulü olduğunu…
Vs. vs…
İşte bu yüzden, ilerde düzeltilmesi imkân dahilindeki ve şimdilik yumuşak karnımız olan pahalılık, ekonomik daralma gibi unsurlar ile soğan-patates fiyatlarını gündemde tutmak muhalefetin elbette hakkı. Ancak şehit ve gazi kanlarıyla sınırları çizilip yurt yapılmış Türkiye’nin kaderini, yurtdışı mahreçli olanlarda dahil 11 özel veya tüzel kişiliğin temsil ettiği ve benim uzun zaman öncesinden beri adlandırdığım ismiyle:
CH(İ)P-SA+HDP/PKK Konsorsiyumu ve eklentilerinden oluşan yıkım ekibine teslim edilmemesi gerektiğini anlatmak için yazdım!
Çünkü, ekonomik sıkıntılar gelir geçer ancak insanımızın her biri ile güzel ülkemiz temelsiz, yalan-yanlışlarla dolu maceralara/maceracılara prim verilmeyecek kadar çok çok kıymetli!
Bu bağlamda, seçimde (demokrasiye olan inancımız gereği) tercih elbette sizin amma bizde açık yazalım 14 Mayıs’ta yapılacak seçimde; bizim tercihimiz, her daim hesapsız-kitapsız Türk milletinden, Türk devletinden yana olan MHP ile Cumhur İttifakından yana!
Gelelim yazı başlığımıza..!
Değerli okur, attığım başlık, toplum olarak genelde okumayı çok sevmediğimiz gerçeğinden hareketle; sırf yazının içeriğine olan ilgiyi arttırmak üzereydi..
Ki, rahmetli Ahmet Kabaklı, Rauf Tamer veya rahmetli Orhan Tahsin gibi yazarlıkta idolümüz olan büyük yazarlarımız, yazılarına zaman zaman böyle dikkat çekici başlıklar atarlardı..
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!
Harun KILIÇ
ANKARA