Dolar 34,6487
Euro 36,4716
Altın 2.954,80
BİST 9.677,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Per 14°C
Cum 16°C
Cts 13°C
Paz 13°C

Adnan Menderes’in İdamı ve Düşündürdükleri

Adnan Menderes’in İdamı ve Düşündürdükleri
18/09/2022 01:40
A+
A-
1- 70’lerdeki anarşinin, 90’lardaki faili meçhullerin, 2000’lerdeki kumpasların, 12 Mart, 12 Eylül, FETÖ, PKK ve 15 Temmuz dahil son 60 yılda yaşanan her türlü kanlı garâbetin kaynağı, 27 Mayıs darbesini takiben Başbakan Adnan Menderes ve iki Bakanın askeri cunta tarafından idamıdır.
2- İdamlara karşı tek yürekli çıkışı, darbenin denge ve denetimini temin maksadıyla MBK’ne katılan fakat maksadı farkedilince cuntanın iktidarı CHP’ye teslim etmek isteyen Sol kanadı tarafından 13 Kasım Darbesi’yle derdest edilerek sürgüne gönderilen Alparslan Türkeş yapmıştır.
3- Alparslan Türkeş, bu derin oyunun erken farkına varan, tarihi ve millî değerlere bağlı bir Türk Milliyetçisi olarak bununla da kalmamış, sürgün dönüşü CKMP’den siyasete girerek 27 Mayıs’ın türevleri olan Sosyalist fraksiyonların karşısına Ülkücü Gençliğ ve MHP ile çıkmıştır.
4- 5 Mayıs 1960’ta DP Ankara Mitingi’ni basarak siyaseti sokaktan baskılamanın ilk mesajını vermiş olan Masonik cunta ve Marksist yavruları, MHP’ye siyaset yaptırmamak için silaha davranmış, devrimci militan üretmek CHP’li eğitim ve kültür kurumlarının birinci önceliği olmuştur.
5- Bu dönemde gençliği sokakla ve silahla buluşturarak 9 Mart 1971’de Sosyalist düzen kurmak için darbe hazırlığı yapan, MDD grubuna ait Yön ve Devrim dergilerinin finansörü, Cemal Reşit, Atatürk’ün hıyanetini açık ettiği bir şahsın yeğenidir. Devlet istihbaratına göre Rum dönmesidir.
7- Atatürk Nutuk’ta Cemal Reşit’le aynı aileden gelen Trabzon mebusu Ömer Fevzi’den söyle bahsetmektedir: “Meselâ, düşman casusu olup her nasılsa Trabzon vilâyeti dahilinde bir yerden kendini kongreye murahhas tâyin ettirip gelen Ömer Fevzi Bey ve bunun rüfekası gibi…”
8- “Bu zatın bilâhara hıyaneti, Trabzon’da ve oradan firar ettikten sonra İstanbul’daki efal ve harekâtiyle sübut bulmuştur.” (Atatürk, Nutuk, c. I, s. 68.) Ömer Fevzi Yunan işgali altındaki Balıkesir’e sığınmış ve işgal kuvvetlerini halka sevdirmeye yönelik yayınlar yapmıştı.
9- “Yüz işçi yerine Bir Albay” devrimcisi Doğan Avcıoğlu’nun patronu Cemal Reşit, koyduğu 70 bin liralık sermayeyle Yön’ün, Devrim’in ve hatta diğer sol yapıların da finansörüdür. Bu CHP mebusu, ayrıca, TKP lideri Zeki Baştımar’la birlikte Yeni Gün Yayınevi’ni kurmuştur.
10- Bu nasıl bir sivil halk hareketiydi ki; MBK üyesi Kurmay Yarbay Kadri Kaplan, Fikir Kulüpleri Federasyonu’na Dev-Genç adını veriyor ve 10 yıl Halkevleri Genel Başkanlığı yapıyordu?. (1967- 1976) Kadri Kaplan, ayrıca 27 Mayıs Milli Devrim Derneğinin kurucu genel başkanıydı.
11- Halefi de MBK üyesi, Kurmay Albay Ahmet Yıldız’dı. 1976’da Dev-Sol adayı olarak Halkevleri Genel Başkanlığına seçildi. 70’li yıllarda bu örgütler, silahlı devrime özendirilerek, polisin, askerin ve Ülkücülerin üzerine doğru sürüldü.
(Her ikisi de 12 Eylül 1980’e kadar “Tabii Senatör”dü.)
12- Bu kontrollü “zinde kuvvetler”in silahlı saldırılarında:
1 MHP’li Gümrük ve Tekel Bakanı (Gün Sazak)
1 MHP’li Bingöl Belediye Başkanı (Hikmet Tekin)
1 MHP İstanbul İl Başkanı (Recep Haşatlı)
44 MHP İlçe Başkanı ve binlerce Ülkücü silahlı saldırılarla katletildi.
13- PKK’nın 1974-1978 sürecinde Mamak Tuzluçayır ve Fis Ovası toplantılarıyla kurulması da aynı derin cuntanın CHP ile elele yürüttüğü bir faaliyettir. Cuntanın yayın organları, “PKK’yı MİT Kurdu” manşetleriyle olayı gölgelemiş, Uğur Mumcu, “gördükleri”ni yazmak üzereyken katledilmiştir.
14- Tıpkı Org. Eşref Bitlis’in gördüklerine müdahale etmek isterken katledilmesi gibi. Tıpkı “PKK’nın neden bir türlü bitirilemediğini” anlamaya çalışan bazı rütbeliler gibi. Tıpkı Cuntanın, PKK’yı termostatlı bir vesayet aracı olarak kullandığı karakol baskınlarında ölen Mehmetçikler gibi.
15- PKK, 40 yılın sonunda iki mühim netice elde etmiştir:
a) Dindar Kürt toplumundan 6 milyon seküler oy üreterek HDP adı altında CHP’ye paslamak…
b) Irak Kürtlerinden sonra Türkiye ve Suriye Kürtlerini de ABD’nin emrine sokarak İsrail Kürdistanı’nın temellerini atmak.
16- Marksist maceralarla geçen bu sürecin mimarı, ABD’dir. Haziran 1960’taki planlı Moskova ziyaretine günler kala darbeyle indirilen Başbakan Menderes’in idamıyla başlayan 60 yıllık süreçte ABD’nin Türkiye’de hiç bir zaman ele geçiremediği tek siyasi güç ise MHP ve Ülkücü Harekettir.
17- Darbe, muhtıra ve andıçlarla siyaseti tanzim eden askeri vesayete karşı AB ve ABD’yle doğrudan yakınlaşarak iktidarda muktedir olmaya çalışan AKP, 2001’de Gülen Cemaatiyle birlikte girdiği bu yolun tehlikeli sonuçlarını fark ederek 2010’dan sonra FETÖ’yle yollarını ayırmıştır.
18- AK Parti, FETÖ’den koptuktan ve 15 Temmuz’u püskürttükten sonra Milli Görüş çizgisine dönmüştür. Böylece MHP ile dayanışma fırsatı doğmuştur. Dolayısıyla bu iki partinin, yaşanan bunca açık ve gizli deneyimden sonra kurduğu Cumhur İttifakı, tarihi gerekçelere uygundur.
19- AK Parti, illegal Masonik cuntalara karşı almak zorunda kaldığı cemaat kadroları desteğini, 2012 MİT krizinden sonra tamamen terk etmiş, tarihsel sürece uygun ve meşru MHP desteğiyle 2017’den itibaren Cumhur İttifakının büyük bileşeni olmuştur.
20- Bu tablodaki tek sakil figür, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, FETÖ’ye ve PKK’ya destek veren ABD’den uzaklaşmasını, Türkiye’yi Moskova-Pekin eksenine dahil etmek için bir fırsat olarak gören Doğu Perinçek grubunun Cumhur İttifakı’nı destekleyen görüntüsüdür.
21- Perinçek’in Erdoğan Hükümetine verdiği destek, kurmay aklıyla tesis edilmiş stratejik manevranın taktik bir parçasıdır. 9 Mart / 28 Şubat ruhunun son hamlesi olan bu “Truva atı”nın hedefleri şunlardır:
a) Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak ve Avrasya desteğine mahkum etmek,
b) FETÖ’yü kamu idaresinden ve beşeri coğrafyadan tamamen temizlemek,
c) Hükümeti, ABD, AB ve İsrail’le çarpıştırarak zayıflamasını sağlamak,
d) Erdoğan’ı Rusya ve Çin desteği olmadan yürüyemez hale getirmek,
e) Zayıflayan Erdoğan’ı, 2023 seçimlerinde ani bir manevrayla devirmek.
23- Hükümetin, “Kınından çıkmış kılıçlar”ın intikamı gibi yürütülen OHAL sürecinde amacını aşan KHK uygulamalarıyla, karpuz gibi bölünen Muhafazakar Sağ’ın içinde yüzyıllarca canlı kalacak kin tohumları eken bir “zulmet tuzağı”na doğru çekildiği yönünde derin kaygılarımız vardır.
24- “Gayretullah’a dokunan”, Sedat Peker’i de tahrik ederek, Sol’a, Sözcü’ye, Halk TV’ye, doğru savuran nokta burasıdır. Fakat ne yazık ki Peker de “Menderes’in urganını yağlayan derin taarruzun bir parçası olmuştur. Bu süreçte içerden ve dışardan vebali olanlar sorgulanmalıdır.
25- 60 yıllık derin bağlantıları olan 9 Martçıları, PKK’yla harman ettikleri İtirafçılara, JİTEM’e, faili meçhullere, Susurluk’u patlatmalarına, Ergenekon ve Balyoz davalarına bakarak derin devlet zannetmek ve bu yapıyı Teşkilat-ı Mahsusa’nın yerine koymak vebali olan bir cehalettir.
26- Teşkilat-ı Mahsusa’nın bugünkü meşru karşılığı MİT’tir. Sedat Peker’in yüzüğündeki bu teşkilat, nasıl bir “Teşkilat-ı Mahsusa”dır ki, 12 Mart 1971’de 9 Martçıları yakaladı ve sorguladı diye en tanınmış iki MİT mensubu olan Hiram Abas’ı şehit, Mehmet Eymür’ü sürgün etmiştir?
27- Teşkilat-ı Mahsusa, “Atatürkçü Kuleli Disiplini”yse, Topal Osman’ları İsmail Hakkı Tekçe’lere boğdurmak değilse, 12 Mart 1971’in Baki Tuğ’unu, Ali Elverdi Paşa’sını, “1. Orduyla Ankara’ya yürürüm” diyen Faik Türün Paşa’yı, Semih Sancar’ı ve Cevdet Sunay’ı nereye koyacağız?
28- Menderes’in idamına, iktidarın CHP’ye teslimine, 12 Mart’a, 12 Eylül’e ve 28 Şubat’a karşı duran Başbuğ Alparslan Türkeş’i nereye koyacağız?
O’nun, Doğu Perinçek kadar tarih, Yalçın Küçük kadar hukuk, Y. Özdil kadar siyaset, C. Güven kadar adalet bilmediğine mi inanacağız?
29- KHK’lar konusunda da bir Türk Milliyetçisi olarak söyleyecek sözümüz vardır. Hiçbir Türk genci, Devletin göz yumduğu, hükümetin açık destek verdiği bir grubun bir gecede “terör örgütü” olmasının vebalini üstlenerek mahkum edilemez, özlük ve vatandaşlık hakları gasp edilemez.
30- Hiçbir Türk kadını, hükümetin izin verdiği sivil toplum faaliyetlerine katıldığı için devletin güvenlik ve istihbarat birimlerinden daha uyanık olamamakla suçlanamaz. Verilebilecek en yüksek ceza, Bülent Arınç’ın da ef’âline uygun gördüğü “ahmak” hükmünün infaz edilmesidir.
31- Hiçbir bağımsız yargı kurumu, adlî sağlığı tartışmalı “Fetömetre” gibi geçerliği denenmemiş sosyometrik araçlarla hükümlerini tartışmalı hale getiremez. Bu adlî kaosun da siyasi sorumluluğu hükümete fatura etmek için kurgulanmış bir kumpas olduğu yönünde derin şüpheler vardır.
32- Hükümetin, 15 Temmuz’dan sonra “diktatörlüğe dönüştüğü” iddiasına son vermek üzere 2023’ten önce batıyla olan ilişkilerini düzeltmesinde büyük yarar vardır.
Bu süreçte KHK’lardaki ideolojik yanal atım gözden geçirilmeli, siyasi istismar sebepleri ortadan kaldırılmalıdır.
33- NATO’dan çıkmış bir Türkiye, Moskova Pekin hattından gelen bütün Avrasya’cı kaprislere katlanmak zorunda kalacak, bu durum, hem dış politikamızı Rus-Çin vesayeti altına sokacak; hem de Perinçek grubunun sahiplendiği, Başbakan kellesi alan 28 Şubatçı vesayeti kalıcı kılacaktır.
34- Bu vesayete FETÖ veya AKP sözcüleri gibi tembellik edip “askeri vesayet” adını vermek konusunda tereddütlüyüz. Türk Milli İradesiyle kavgalı bu derin yapının, Anglo-Amerikan, Siyono-Masonik, Batıni mezhepsel, hatta Kripto Ermeni intikam hareketi olma ihtimali dahi mevcuttur. Soruşturulmalıdır.
35- Türk genci, şimdi her zamankinden daha uyanık olmalı,
a) Meşru bilgi ve haber kaynakları dışındaki her türlü mühendislik faaliyetinden kendisini korumalıdır.
b) FETÖ ve PKK konularında kim ilkesiz davranıyorsa onun gençliğe hitabedeki gaflet ve dalalet ehli olduğunu anlamalıdır.
Allah, bu vatan için samimiyetle görev yapan, taş üstüne taş koyan herkesten razı olsun. Allah büyük Türk Milletini, menfaat ve vesayet odaklarından korusun. Darbelerle idam edilen tüm maznunları ve mazlumları cennetine kabul buyursun.
Amin..
Saygıyla…
17 Eylül 2022