Oto kritik..!!
Oto kritik..!!
Parti oluşunun 52 yılını geçen günlerde tamamlayan ülkücü hareket, kendisini en iyi ifade edebileceği %70’lik potansiyelin teveccühünden niye hep uzak kaldı?
En az yirmi yıldır dinamizmi ve saldığı köklerle ülkenin birinci partisi olması gerekirken, niye sandıklar bu hareketi dördüncü sıralarda müzminleştirdi?
Zekası, izanı, feraseti ile tam donanımlı; karakter ve mizaç yönüyle müstesna özelliklere sahip bir lidere rağmen niye bu millete siyaseten hizmet olgusunda mahrumiyet yaşıyoruz?
Söyleyelim:
Bir dostumuzun sık sık tekrarladığı aktüel deyişle “toplam kalite” arayışımız henüz devam ediyor da ondan…
Kendimi asla ayırmıyorum. Dağarcık dediğimiz birikimlerimiz sadece bir zehabtan ibaret…
Ağzı laf yapanları dinliyoruz, bariz bir yüzeyselliği aşamadığımızı görüyoruz.
Ideolojimizi ve dayalı dinamiklerimizi, dünyalık tasavvurlarımızı anlatabilenlerimiz ise akademik bir dilden kendilerini sıyırabilmiş değiller.
Elli iki yıldır seçim meydanlarında “dokuz ışık” anlatıyoruz, ama üşendiğimizden Rahmetli Başbuğumuz’un istihsalini noktası, virgülüne kadar ezberleyip, taklit etmekten öteye, tefsiri ve halkın anlayacağı bir metine dönüştürme zahmetine bile katlanmamışız…
Parlementerimiz, yöneticimiz albenili sloganlarımızdan olan “sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasi…….” ifadesi ve benzerlerinden maada kapasitesini tartabileceğimiz üretimlerinden bizleri mahrum ediyor.
Eli kalem tutabilenimiz, bilindik sol jargonlarla da karıştırarak bayat teşhis ve tezlerle bir şeyler üretir görünüyor ve ne yazık ki o haliyle bile adeta bir tarikat odağı olmayı başarıp, peşine binleri takabiliyor; o pozisyonunu da güce ve akçeye tahvil edebiliyor.
Sosyal medya paylasımlarımızı bile bir birimizden ÇALARAK caka satabiliyoruz…
Üzerimize sinmiş bu miskinlikle hayıflanırken, atı alanın Üsküdar’ı aşacağı, etrafımıza ateş tahkimatı yapan yedi düvelin hedefe ulaşacağı risklerimiz yükselirken; Sayın Devlet Bahçeli engin bir feraset ve titizlikle, milliyetçi-muhafazakar potansiyeli oyunu alamasa da Türk milliyetçiliği desenlerine büründürmeyi başarabilmiştir. Bu gün güvencemiz haline gelen sosyolojik milli direncimizi buna borçluyuz.
Kısaca ülkücü hareket de, milletimiz de Sayın Bahçeli’ye çok şey edimindedir.
Enaniyete, kibire, böbürlenmeye, alınganlığa hiç gerek yok…
Yalın gerçek budur…
Özellıkle kendi mahallemiz, yeterli donanımı istihsal edebilseydi; çaptan menkul ve malûl kişilerin ardına lider sayıp, takılanlar olur muydu?
İyi ki Türkmen Beği var…
Allah ömrünü uzun etsin…
Halil Kaya
Konya