Rotası bozuk gemi ve kaptanı!
Rotası bozuk gemi ve kaptanı!
Bir gemi düşünün rotası bozuk. Bir kaptan düşünün, tutarsız, bilgisi kıt, üfürmesi bol, el gördülük demokrat ve tam bir oportünist!
Rotasının bozuk olduğunu söylediğim geminin rotasının bozukluğu, 1938 sonundan başlamak üzere aşama aşama gelerek günümüzde zirve yaptı..
Oysaki bu gemi, ilk kaptanı eliyle çok güzel hizmetler yapmış, muhteşem eserler bırakmıştı..
Velhasıl ilk cümlelerden itibaren neden bahsettiğimi hemen anlamıştırsınız..
Evet CHP’den bahsediyorum..
Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve kısa sürede ülkemize çok güzel eserler bıraktığı partinin şimdi yerinde yeller esiyor!
Başbuğ Atatürk’ün vefatı sonrası, yıllar öncesinden başlayıp; özellikle de O’nun hastalığı sırasında dozacını arttırdığı ve mesela..
Recep Peker, bir İtalya ziyareti dönüşünde (1936) faşişt, nazist kısaca kemiksiz diktaya yönelik önerilerde bulunup, hayata geçmesini istemiş; Bunu reddeden Atatürk’e karşı gizli bir güç hareketinin içinde bulunup, liderlik özlemi içinde kıvranan vede Peker’e destek vermiş olan bir İsmet İnönü görüyoruz.. Bu talep için çok kızan Atatürk tarafından Başbakanlktan bile azledilen merhum İsmet İnönü; Ulu önderin vefatıyla çeşitli entrikalarla O’nun yerine geçmiş, o tarihten başlamak üzere CHP’nin rotasının bozulma süreci günümüze kadar gelmiştir..
Son cümlemizle alakalı bir parantez açalım..
Sık sık tekrarladığım gibi, günümüzde doğru bilgiye ulaşmak sadece bir tık mesafede olmasına rağmen, yanlış oluşturulan algıyı düzeltmek çok zor olmaktadır. Çünkü o günden bugüne köşe taşlarına yerleşmiş kalemşörlar, sözde bazı akademisyenler ve bu hususta mahir(!) politikacılar; yanlışı doğru olarak beyinlere kazımışlardır.
Örneğin Marshall yardımı hususu..
Türkiye, Atatürk döneminde kendi imkan ve kaynaklarıyla idare edip kalkınma sağlarken, vefatı sonrasında; yürütülen yanlış politikalarla (tıpkı Osmanlı’nın son çeyreğinde olduğu gibi) yeniden dışarıya bağımlı hale gelmesi ve ABD’nin ülkemiz üzerinde nüfuzunun artması Marshall Yardımıyla başlamıştır..
Ki, yukarda da belirttiğim üzere bilinçli olarak oluşturulan yanlış algıyla DP’nin ve Menderes’in sırtına yıkılan Marshall Yardımı Planı veya antlaşması, bilinenin aksine 04 Temmuz 1948’de imzalanmıştır…
İmza tarihinde devrin Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ, Başbakanı Hasan SAKA.. Hükümeti ise CHP Hükümetidir..!
(Maalesef bu yardım çerçevesinde gelen malum süt tozunu üstelik zorla içen (içmeyen öğrenci dayak yerdi) nesillerden biriyim…)
Yani İnönü döneminde yapılan bu antlaşmayla millilik bağlamında önemli bir çivimiz sökülmüştür. Ardından, iktidara gelen başta Menderes hükümetleri ile sonrasında başa getirilen ihtilal hükümetleri dahil olmak üzere (çok az bir kısmı ayrık) bilumum yönetenlerin basiretsizliği yüzünden dışa bağımlılığımız giderek arttı…
O’da ayrı bir mesele..
Neyse yazıyı daha fazla uzatmadan konumuza tekrar dönelim..
Günümüzün son iki genel başkanından Deniz Baykal, kendi döneminde, Atatürk dönemindeki CHP anlayışını bir nebze olsun uygulamaya başlamıştı ki, Fetullahçı bir operasyon ile alaşağı edilip, ABD’nin muteber adamı Kemal Kılıçdaroğlu başa getirildi.. O’da tam bir oportünist olarak malum icraatlarını peşpeşe yapmaya başladı.. Mesela, PKK ideoloğu-avukatı Sezgin Tanrıkulu’nu milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı ve Başdanışmanı yaptı. Yani sürekli yönetimde tuttu.. Domuz eti sever ateist Canan Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanı oldu. İcraattan çok ağzı çalışan Ekrem Müdafa’ya İstanbul’u teslim etti. Ülkücülerin resmi cübbeli katilinin sirtakici oğlu Tunç Soyer’i İzmir’e Belediye Başkanı seçtirdi..
Benim, CH(İ)P-SA+HDP/PKK konsorsiyumu adını verdiğim yöntemle bölücülerle ittifaklar yapıldı…
Bölücülerin ve mezhepçilerin önü açılırken, Milli duyarlılığı olanlar partiden ihraç edildi!
Ancak, K.K’nın bu politik tavrına zamanla (bir nebze milli hassatiyetleri olanların) tepkileri çoğalmış, son günlerde olduğu gibi de partiden istifalar artmıştır. Bu da demek oluyor ki, K.K’nın liderliğindeki CHP gayri milli politikaların esiri olup, rotasını Atlantikteki meçhullere doğru çevirmiştir. Ki, CHP’deki tepkiler veya istifalar bunun en önemli göstergesidir!
Özetle Y-CHP, lideri ve yönetimiyle; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kemiklerini sızlatmaktadır!
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız…
Harun KILIÇ
ANKARA