Tarihimizi Tarihçilerden Öğrenelim
Tarihimizi Tarihçilerden Öğrenelim!
Kamudaki kıdemimin küçümsenmeyecek bir bölümü akademik dünyanın içinde geçti.
O düzlemin içinde özellikle tarihçi olarak akademik ünvan (titr) alanlardan bazılarının,
müktesepleri olan alan üzerine ilerleme yerine tarihçiliği tercih ederek doçent, profesör oldukları
gözlenmektedir.
Kişi, dil lisansını tamamlamış, ilahiyat lisansını tamamlamış; ama doktora eğitimini tarihten
yapmayı seçiyor.
Bu, tarih realitesini hafife almaktır; tarihi küçümsemektir.
Halbuki bir topluluğu yaşanılan çağa taşıyan ve o topluluğu millet yapan şey, üzüntüleriyle,
sevinçleriyle, mefahiriyle yaşanmış mazisidir, tarihidir. O manada tarih, hafife alınması gereken
değil, lisans donanımına güvenemeyenlerin sığınacakları bir çıkış kapısı değil; ciddiyetle, saygı
duyarak ele alacağımız bir saha olmalıdır.
Tarih disiplininin, kapı komşusu disiplinlerle dahi bir aidiyet bağı olmayan, ölmezden önce
“püsküllü ” diye tanıdığımız, milli kimliğimizle kavgalı profilin yeni versiyonlarının endamlarını son
yıllarda çokça ve rahatsız edici şekilde izlemeye başladık.
Bu profillerin özellikle Ak Parti’ye yakınmış gibi durarak, görüntülü medyada sıklıkla yer
almalarının Cumhur İttifakının potansiyeliyle mütenasip olmayan bir manzara oluşturduklarını
belirtmek, bu ittifakın imajını korumak adına vicdani bir borçtur.
Bir yandan da tarih eğitimi almalarına rağmen kendilerini bir ekolün müritliğine
hapsetmiş (“Işıkçılar” denilen akım) akademisyenler var ki, onlar da birer masalcıyı andıran
duruşlarını ve Cumhuriyetle problemlerini gizleyememektedirler..
Cumhur İttifakı görüntü olarak da bir kaliteyi yansıtmak zorundadır.
Bu ittifakın Ak Parti tarafı içinde izale edilememiş, karnı dar ve haset ruhlu bir kesim var.
Yukarda belirttiğimiz özellikli sanal tarihçileri hem parlatarak gündemde tutuyorlar; hem de
Cumhuriyetimizin banisiyle ilgili kursaklarında tuttukları zehirleri bunlar vasıtasıyla kusuyorlar,
kusmuklarını akademik bir duvar gerisine de saklayarak…
Bu ittifakın bulunduğu yer, böylesine şarlatanlara mahkum olacak çorak bir alan değildir.
Ülkücü Hareket (MHP) dünya çapında tarihçiler yetiştirmiştir.
Kamuoyunun önüne ve ekranlara bu değerleri sürünüz.
Çap, dağarcık ve donanım olarak ve de misyon olarak temsile zorladıkları sefillik ve salaş
görüntüyü ne sahipleniriz ne de böyleleriyle aynı cephede anılmaktan mutlu oluruz…
Halil Kaya
Konya