Dolar 34,5466
Euro 36,0095
Altın 2.987,56
BİST 9.516,15
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Yağmurlu
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 10°C
Sal 12°C

CHP İnfaz Kanuna ikinci kez iptal başvurusunda bulundu

CHP İnfaz Kanuna ikinci kez iptal başvurusunda bulundu
11/06/2020 17:15 | Son Güncellenme: 11/06/2020 21:39
A+
A-

CHP , İnfaz Kanunu’nun iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

CHP, kamuoyunda af yasası olarak bilinen ve 40 bin kişinin cezaeviden çıkmasını sağlayan İnfaz Kanunu’ndaki düzenlemelerin iptali için ikinci kez Anayasa Mahkemesi’ne gitti. AYM, CHP’nin ilk başvurusu için ‘esastan görüşme’ kararı almıştı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, infaz kanununun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne ikinci başvuruyu yaptı. Altay, başvuruyu yapmasının ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

CHP TBMM Grup Başkanvekili Engin Altay, 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvuruda bulundu.

Başvurunun ardından gazetecilere açıklama yapan Altay, 22 Nisan’da ilgili kanunun şekil bakımından iptali için yaptıkları başvurunun hala bir sonuca bağlanmadığını hatırlattı.

Altay, kanun görüşmelerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) iç tüzüğünün 92. maddesine açık bir aykırılık olduğunu iddia ederek “Denetimli serbestlik ve koşullu salıverilmede kimi indirimleri öngören kanunun kimi hükümleri, TBMM’nin iç tüzüğünün 92. maddesine göre af niteliği taşıdığı için hem niteliği taşıyan maddelerin oylamasında hem de tümünün oylanmasında 5’te 3 çoğunluğun kabul oyu açıkça gerekir. Bu kanunun oylanmasında bu aranmadığı için açık bir eylemli iç tüzük ihlali olduğunu verdiğimiz dilekçede ortaya koyduk.” dedi.

Altay, başvurularında, kanuna ilişkin içerik ve hakkaniyet ilkesi bakımından da belirledikleri olumsuzlukların yer aldığını savundu.

TBMM’de iki yıllık süre içinde 189 milletvekiliyle ilgili bini aşkın suç duyurusunun bulunduğunu kaydeden Altay, “Bu, yargının geldiği nokta bakımından üstünde derin düşünülmesi gereken bir durum. Erdoğan, kendisine karşı olan herkesi terörist olarak itham edip yaftaladığı için onun tahakkümündeki savcılar da Erdoğan’ı eleştiren, biat etmeyen, düşüncelerini yazan, slogan atan, tweet atan herkesle ilgili terör örgütüyle ilişkiden dolayı TBMM’ye fezleke gönderiyorlar.” iddiasında bulundu.

“Düşüncesini görsel ve yazılı medya yoluyla ifade edenler bundan yararlansın”
Altay, şöyle konuştu:

“Başvurumuz ile herkes için uygulanan denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme indiriminde, Terörle Mücadele Kanununun 7. maddesinin 2’nci fıkrasına girenlerin de yararlanmasını istedik. Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesinin 3’üncü fıkrasından ceza alanların da denetimli serbestlik ve koşullu salıverilmeden yararlanmasını istedik. Yine başvurumuzla Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinin 6, 7 ve 8’inci fıkralarından hüküm giyenlerin de yararlanmasını istedik. Yani düşüncesini Twitter, Facebook yoluyla görsel ve yazılı medya yoluyla ifade edenler bundan yararlansın dedik.”

Hırsızların yararlandığı ceza indiriminden gazetecilerin de faydalanması gerektiğini dile getiren Altay, “Darpçının, gaspçının, arsızın yararlandığı indirimden yazarlar ve düşüncesini ifade edenler yararlansın istedik.” ifadesini kullandı.

“Denetimli serbestlik oranı 1 bölü 2’ye insin”
Altay, başvurularında terör örgütü kurucuları, yöneticileri ve üyeleriyle ilgili bir talep bulunmadığının altını çizerek “Bununla beraber kasten öldürme neticesi sebebiyle ağır yaralama, işkence, cinsel saldırı, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, özel hayata ve hayatın gizliliğine alanına karşı suçlar, uyuşturucu ve uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları denetimli serbestlikten ve koşullu salıverilmeden yararlanmasın. Bu suçların dışındaki denetimli serbestlik oranı 2 bölü 3’ten 1 bölü 2’ye insin diye başvurumuzu yaptık.” açıklamasında bulundu.

Bir mahkumun, açık cezaevine geçirilip geçirilmemesinin yönetmelikle değil kanunla düzenlenmesi gerektiğini düşündüklerini söyleyen Altay, ayrıca istinaf ya da temyiz sürerken adli kontrol uygulamasının ilk derece mahkeme tarafından kaldırılmasını doğru bulmadıklarını dile getirdi.

Altay, hükümlü ve tutukluların mahkemedeki tutumunun cezaevindeki tutumu gibi değerlendirilmesini de doğru bulmadıklarını belirterek hükümlü ve tutukların kütüphanelerden yararlanmasına gelen ağır kısıtlamaları da mahkemeye taşıdıklarını bildirdi. Altay, hukuk sisteminin hakkaniyetli olması gerektiğini vurgulayarak “Düşünenin hapiste hırsızlık yapanın dışarıda olduğu bir hukuk sistemi hakkaniyetli değildir. Düşüncesini açıklamaktan başka hiçbir kusuru olmayan insanın cezaevinde hüküm giymesi ama sokakta yürüyen bir kadının çantasını kaparken o kadının kolunu kesen insanın dışarı çıkması hakkaniyetli değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

Engin Altay, 15, 16, 18, 23, 25, 31, 32, 37, 46 ve 48’inci maddeler ile geçici madde 6’nın da içinde olduğu toplam 14 madde için itirazda bulunduklarını açıkladı.

Kaynak: AA

ETİKETLER: