Ayakçı Çakallar
Biz sağımıza-solumuza, önümüze-arkamıza bakmadan inandığımız yolda sürekli koşarız… Biz inandığımız yola beraber çıktığımız insanları satmayız ve yarı yolda bırakmayız… Biz menfaatimiz için, çıkarımız için insamızı pazarlık konusu yapmayız, yapanada karşı dik dururuz… Onlar gibi şerefsizliği, alçaklığı değil, adamlığı seçeriz ve sözümüzde Aslanlar gibi dururuz!…
Ayakçı Çakallar…
Yazıma; Merhum Başbuğ Alparsla Türkeş’in söylemiş olduğu şu sözleri ile başlamak istiyorum: “Hiç kavga etmeyin, herkesi dost yapın kendinize. Kadife eldiven içinde çelik yumruk olun. Ama bıçak kemiğe dayandığında kavga etmek zorunda kaldığınızda öyle bir kavga edin ki, bir daha kimse size saldırma cesaretini bulamasın…”
Biz sağımıza-solumuza, önümüze-arkamıza bakmadan inandığımız yolda sürekli koşarız… Biz inandığımız yola beraber çıktığımız insanları satmayız ve yarı yolda bırakmayız… Biz menfaatimiz için, çıkarımız için insamızı pazarlık konusu yapmayız, yapanada karşı dik dururuz… Onlar gibi şerefsizliği, alçaklığı değil, adamlığı seçeriz ve sözümüzde Aslanlar gibi dururuz!…
Zalim olmak, sadece fiziksel olarak başkasına zulmetmek değildir. Hz. Ali bu durumu çok güzel özetlemiş, bir insanı lâyık olmadığı yere koymak da zulümdür…
Halifelik için kendisine çağrı yapılınca Hz. Ömer dedi ki; Siz benim helakımı mı istiyorsunuz? Bunun üzerine Hz. Ebubekir ya Ömer! İnsan iki türlü helak olur 1-Ehil oldukları halde verilen görevden kaçarlar 2-Ehil olmadıkları halde makam ve mevki peşinde koşarlar…
Omurgalı olmak, dik durmak, haysiyetli yaşamak, şereften taviz vermemek, ülküsünü satmamak, adam olmak, insan olmak, yağcılık, dalkavukluk yapmadan Ülkücülüğünü yaşamak birilerine göre zor iş olsa gerek. Çünkü bu dava ne çekiyorsa bu tiplerden çekiyor ve çekmeye de devam ediyor…
Çok şükür ki; bu hayatta adam satmışlığımız yoktur. Ama neylesin ki; adam sanmışlığımız çoktur. Vefasızlık tükenmektir…
Gerginlikten beslenen kim varsa bilin ki sonu gergin ve uçurum olur. Fitnenin odağı olanlar o fesatlıkda her zaman kendilerini bulurlar.
Yazar Cengiz Aytmatov diyor ki: “Sen konuşmaya tenezzül etmezsin suskun sanırlar ve umursamazlar. Bilmezler ki Bir konuşacak olsan yüzüne bakacak yüzleri kalmaz.”
Bulunduğunuz yerleri değilde kendi hatalarınızı örtbas etmek için yalana tenezzül etmeyiniz. Doğruda şaşmayın ki kazanasınız yalanla kazanılanlar çabuk telef olur.
Hayatında hiç bir şeyden ders almayan ahlak yoksunları ders vermeye kalkıyorlar. Kuduz köpek gibi salyalarını akıtan ve insanlıktan nasibini almayanların sözü hükümsüzdür.
Utanma insanın ruhundaki asilliktir. İnsanı insan olarak muhafaza eden de budur. Siz siz olun utanmaz insanlardan uzak durun.
Yazar Villiam Shakespeare diyor ki: “Ne adaletsiz bir dünya. Kimi günahları ile yükseliyor, kimi iyilikleri ile kaybediyor.” Bencede adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Adaletsiz dünyanın çocukları nedense hep yükseliyor. Ama inişler de hep korkunç olmuştur.
Hani derlerya… Cahilden dostun olacağına, alimden düşmanın olsun.. Cahil kişi zaten kendisinin düşmanıdır. Biz kendisine düşman olanın dostluğuna nasıl güvenelim. Bunların alayı cahiller ile cahil deryasında yüzüyorlar…
Sözü de özü de bir olmayanı adamdan saymıyoruz kusura bakmayınız. Kendi ayıbını örtmek isteyen, başkalarının yüzüne kara çalar. Kimse ben hainim demez ama hep karşısındakini hainlikle suçlar. Aslında bunların alayı; hin oğlu hin, hain oğlu hainlerdir…
Adam satan Vatan’da satar, Vatanı’nı satan kendini satar. Bozkurt’u düşman bilip Çakal’ı dost bilenler kahrolsun. Kimse ben hainim demez ama hep karşısındakini hainlikle suçlar. Aslında bunlar hin oğlu hinin ağa babalarıdır…
Hz. Mevlana diyor ki; “Dünya bir hiç, dünyada ne varsa hepsi hiç, Ey hiç: Bir hiç uğruna hiçe sarılma hiç, öldükten sonra ne kalır geriye, bilir misin? Sevgi ile muhabbet, geriye kalanın hepsi hiç.”
Yanımızda güvendiğimiz zaman pişman etmeyen, değer verdiğimiz zaman değişmeyen insanlar olsun yeter. Kendimize söz veriyoruz artık kimseye hak ettiğinden fazla değer vermeyeceğiz…
Yıllara meydan okuyarak, pes etmeden, davamıza hizmet etmeyi ibadet sayan bir neslin evlatları olarak mücadeleye devam etmenin hazını yaşıyoruz. Kim ne derse desin, kim ne konuşursa konuşsun, kim ne söylerse söylesin, kim ne diyorsa desin; biz doğru yoldayız ve doğru insanların yanındayız.
Cafer-i Sadık diyor ki: Beş kimse ile arkadaşlık etme.. 1-Yalancı; O, uzağı yakın, yakını uzak gösterir. 2-Aptal; Faydalı olayım derken zarar verir. 3-Cimri; O sana gün gelir ihtiyacın olan şeyi vermez. 4-Korkak; O zorlukta seni tek bırakır. 5-Günahkar; O bir lokmaya seni satar.
Hz. Hamza diyor ki; “Beni düşmanımın kötülüğü değil, dostumun sinsiliği korkutur.” Sağımız, solumuz, önümüz, arkamız sinsilerle dolu. Bu sinsileri Allah dilediği gibi yapsın İnşallah…
Unutulmazın ki, üzenlerin üzüldüğü vakitte gelir… Bugün arkamızdan konuşanların dün arkasında biz vardık. Ne yaparsanız yapın, ne konuşursanız konuşun her ahın bir acısı vardır.. Ne ekersen onu biçersiniz… Bu dünya etme bulma dünyasıdır!…
Etrafındakileri liyakata göre değil, sadakate göre seçerseniz önce rezil, daha sonra da hokkabaz olursun. En sonunda mı.? Ayakçı çakal!
Zakir Tercan