ÇAKALLARI BAŞ TACI EDERSEK, ADAMLIK YERLERDE SÜRÜNÜR…
ÇAKALLARI BAŞ TACI EDERSEK, ADAMLIK YERLERDE SÜRÜNÜR…
Birileri şöyle düşünüyor; Aman etliye, sütlüye karışmayayım.. Kimseyle kötü olmayayım.. Kavgacı, agresif görüntü vermeyeyim.. Yüzüne gülelim arkasından kuyusunu kazalım.. Tavşana kaç Taziya tut diyelim.. Herkese mavi boncuk dağıtalım.. Yalandan iyi görünelim ve durumu bu şekilde idare edelim.
Hıyanet Arenasına katılan, soytarılıkta terfi edip takdir alanların, yozlaşmış kafaların, yozlaşmış zekaların önce insan olmaları, adam olmaları ve sonra konuşmaları gerekir.
Sevmenin ve sevilmenin, kıymetinin bilinmediği, yalancılık ve riyakârlığın zirve yaptığı bir zamana denk geldik.. Herkesin işi bitene kadar en iyisi sizsiniz sonra bir hiç. Vay be bu kadar hiyanetin ve iki yüzlülüğün olduğu dönemi hiç yaşamadık!
Hiyanet vasıflarını bir kez daha sergiye çıkarmışlar, ne kadar ucuz, köhne ve karanlık olduklarını yeniden sahneye koymuşlardır!
Bir kısım insan vardırki onlar şahsi kin ve garezlerine Allahı, Peygamberi, Kuranı dahi alet etmekten çekinmezler iftira ederler, dedikodu yaparalar, fitne üretirler. Çünkü bunlar bu dünyanın insanları olmuşlar.
Kişiliği bozulmuş olanda karekter aramayın… HAKİKAT; insanların içini kemiren en büyük kurttur, hiç kimsenin kaçması da mümkün değildir, er geç yüzleşecektir.
Haramla-Yalan arasında hiç fark yoktur, ikisi de şerefsizlik ve Onursuzluk’tur… EGO ve BENCİLLİK İKİ yüzlülüğün tam merkezidir…
Kavakların dikliğine, boylarının uzunluğuna bakıp onları önemli bir şey sanmayın. Bütün kibirli, meyvesiz ve gölgesiz yaratıkların başları bulutlarda sallanır.
Yüzünüze gülüp arkanızdan konuşan insanlardan aniden ve sessizce uzaklaşıyoruz. Çünkü; Güvendiğimiz insanlar tarafından hayal kırıklığına uğramaktan da artık yorulduk.
Bir şeyler için üzülmeyi bırakıp; Kendi hayatınız, kendi geleceğiniz için çabalayıp, mücadeleye başladığınızdan beri kendiniz olgun, güçlü ve cesur hissedersiniz.
Üstat Necip Fazıl Kısakürek ne güzel söylemiş: ”İnsan sevme hissini israf etmemeli. Kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli.” Doğru söze ne diyelim ki.. Allah rahmet etsin, Mekanı cennet olsun.
Siz ve sizin gibiler bir hayal kırıklığısınız bizde. Allah kimseye cahil egosu vermesin… CEHALET ve İYİNİYET: “Cehalet, iyiniyetle beslendiği gibi; İyiniyet de cehaletle beslenir. Sonra da sahibini, tuzaktan tuzağa düşürürler.”
Aynı kaynaktan beslenmiyorsak, aynı yöne bakmamız, aynı yolda yürümemiz, aynı duyguları paylaşmamız vede aynı karade yer almamız mümkün değildir.
Bir BEDENİ değil, bir YÜREĞİ sevmeli insan… Git dediğinde kalanı, gidiyorum dediğinde, ELİNİ sımsıkı tutanı SEVMELİ insan…
Düşünür yazar Dostoyevski diyor ya: Kimse seni sen olduğun için sevmeyecek; herkes seni, seni sevmenin onlara ne kadar yakışacağını düşündüğü için, yani kendileri için sevecek ve bu da demek oluyor ki insan böyle yaparak yine kendini sevecek. Sen hiç sevilmemiş olacaksın hikayenin sonunda.
Artık herkes kusura bakabilir. Bu saatten sonra kimseye eyvallah yok. Çünkü; Çakalları baş tacı edersek, adamlık yerlerde sürünür…
Zakir Tercan