Dolar 34,6507
Euro 36,3254
Altın 2.939,97
BİST 9.636,12
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Per 14°C
Cum 16°C
Cts 14°C
Paz 13°C

Ülkücü Hareketin Mukaddes Yolculuğu

09/11/2017 17:35 | Son Güncellenme: 14/05/2019 03:18
A+
A-

Ülkücü Hareketin Mukaddes Yolculuğu

Bu köşe yazımda okuyucularıma bir sloganla merhaba demek istedim.

“Ülkücülük; dünden kalma hatıraları anlatmakla yetinmek değil, geleceğe yürüme arzusunu kaybetmemektir” İçinde yaşadığımız hayat ve mensubu olduğumuz hareket, bizleri “diğerlerinden” farklı kılmıştır.

Yaşıtlarımızın, oyunda oynaşta olduğu dönemlerde, ülkemizin, bölgede ki yerini dahi bilemez halde oldukları ortamda, bizler “Turan” denen muhteşem ülkünün haritasını gözü kapalı çizmeye başlamıştık.

Denklerimizin, şehirlerimizin adını saymaktan dahi aciz olduğu atmosferde, bizler;

“ Urumçi’den, Astana’dan, Bişkek’ten haberler alır, Karabağ’da, Bahçesaray’da soydaşlarımızla beraber ölür, beraber ağlardık.

Duvarlardaki milliyetçi Türkiye yazılarımız, geleceği yönlendirirken, her birimiz; kahramanlık duygularını zorlayan cengaver ruhlu ülkücülerdik.

En yüksek direklere, üç hilalli bayrağımızı asma yarışında aceleci, en yüksek binalara tırmanma konusunda rakipsizdik.

Ülkü Ocaklarının erdemini kabullendik. Bir gün Mete gibiydik, Atilla olduk zaman zaman, Alparslan gibi, Fatih gibi lider soyluyduk.

Atatürk gibi bakardık olaylara, Başbuğ Türkeş idolümüzdü… Ulubatlı gibi önde giderdik, Ersagun Bey gibi sır küpüydük.

Dündar Taşer gibi sadık birer ülkü eriydik…

Zaman bize çok şey kattı, bizde zamana…

Peki ya şimdi; Sanki zamanın ruhuna galip gelme arzusunu kaybetmiş gibiyiz. Geçmişi anlatmakla avunan birer insan olduk, maalesef.

Bir araya geldiğimizde dahi, artık geçmişten kopamaz oluşumuzun farkında dahi olamıyoruz.

Yaşadıklarımızla yetinmek ve geleceğe dair hayaller kurmaktan vazgeçmek; bu tavır ve duruş, asla ülkücüye uymaz.

Geçmişin gücü ile geleceğe yürüme azmimizden asla vazgeçmemeliyiz…

Bu gün, tarihin hakemliğinde ve ışığında görmekteyiz ki;

Ülkücü hareketin ve Türk dünyasının lideri Devlet Bahçeli, geleceği inşa etmek için yürüyüşünden, hatıralarından ve yaşadıklarından vazgeçmemiş bilakis, geçmişin gücünü ardına alarak adımlarını hızlandırmıştır.

Bu yolda yürümek mukaddes bir yolculuktur.

Şimdi bizlerde, geçmişe takılmadan, arzu ve aşkımızı kaybetmeden, sen ben kavgasına mağlup olmadan, nefislerimizi düşünmeden, Vatan için, Millet için, Devlet için, Türklük için liderimizin emrinde, liderimizin izinde, liderimizle birlikte yürümeye mecburuz.

Bu mecburiyet, tarihin, fikrin, aklın ve inancın emridir.

Bu yolda düşenin elinden tutmak, biz düşersek elimizden tutacaklarla beraber yürümek.

Bence bütün mesele budur.

Ya sizce…

İrfan TOPÇU