“KURUMLARINI KAPATMAK DENETİM ZAFİYETİ İTİRAFIDIR”
Erdoğan açıklama yapmış. TİB’i (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) kapatacağız. Bütün pisliklerin kaynağı orası, demiş.
Dünyadaki en değerli olgu para, altın, elmas değil bilgidir.
Bilgi için devletler tonlarla para harcar, bilgiye erişim merkezleri oluşturur, bilgiyi temel alarak güce ulaşırlarken, bilgi akarını sağlayan, sağlayabilecek kurumların içinde hainler var diye kapatmak, denetim zafiyetini itiraf etmekten başka bir şey değildir.
Hükümet, denetim zafiyeti göstermiş ve hala da göstermekte demektir. MİT, kontrolden çıkmış demektir. İstihbaratçılar içindeki hainler ile başa çıkamıyoruz demektir, o zaman MİT’i de kapatacağız mı diyeceksiniz…
Böylesi bir yaptırımda bulunmak. Zafiyet göstermektir.
Askerin işini sivile devrederken, camide kafa çekilmez, meyhanede ibadet edilmez diyerek hatırlatmada, uyarıda bulunmuştuk.
Devletin bekasını düşünmek ve savunmak amacı ile kurulmuş kurumlarda ahbap çavuş ilişkilerine girişmeyin dedik. Bu kurumlara bugün çıkar nedeni ile atadığınız adamlar, yarın kendi çıkarları doğrultusunda çalışır, devletin bekasını düşünmez olurlar dedik.
Bu uyarılar dinlenmedi ve bütün kurumlar laçkalaştırıldı.
Tanıdıktır, ahbaptır, bizdendir denilerek denetim yapılmadı.
Denetimi olmayan kurumlar laçkalaştı, sistem çöktü. Sistemi çökerten kurumlar değil, insanlardır. İnsanları hedef almak yerine devletin ihtiyacı olan kurumları kapatmak dar görüşlülüktür. Kolaya kaçışçılıktır. Çözüm üretebilecek kapasiteye sahip kadrolara sahip değiliz demenin subliminal mesajıdır.
Hükümetin, basiretsiz devlet yönetimindeki zafiyetinin itirafı demektir.
Türkiye’de bir ton kalifiye insan var. Bu insanların hepsi de cemaat ve Atlantik Konseyi’nin provokatör ajanlarına karşı duruş sergilediği için seneler önce fişlenmiş ve AKP saflarında yer almadıkları için de isimlerinin üstleri çizilmiş insanlar.
AKP ve Erdoğan zihniyeti, AKP’li olmayan vatansever olamaz mantığını, topluma dikte edilmeye çalışılmakta ve bu dikte, mahalle baskısına dönüştürülerek, otokratik bir sistem oluşturulmaya çalışılmakta. Yanlış üzerine yanlış yapılmakta.
Senelerdir hükümetin yanlışlarını vurgulayanlara, çeteler gibisinden gruplar oluşturarak karşı saldırılarda bulunanlar, bugün resmen kendileri itirafta bulunarak, kandırıldık diyerek yanlışlarını teyit etmek durumunda kalmışlardır. Fakat hala yanlışlarından ders almamak inadı gütmektedirler. Hala yanlış kararlarında ısrar etmektedirler.
Bugün tekrar ikaz ediyoruz ve yanlış kararlar alıyorsunuz diyoruz.
Birkaç sene sonra tekrar, yanılmışız, kandırılmışız demek durumuna düşmek istemiyorsanız, kurumları değil, kurumlardaki hainleri tespit edip, onları içeri kapatın diyoruz.
Devletin ihtiyacı olan yapıları hedef almayın diyoruz.
Hükümetin bu konudaki bağnazca ısrarı ile asker ocağında tanklara ceza kesip başında nöbet tutturan bağnaz zihniyet aynıdır.
Kendi içinizden olmayan insanların önerilerine kulak vermediğiniz için artık öneride bulunarak nefes tüketmekten de vaz geçtik.
İşte bu nedenle artık yalnızca uyarıyoruz.
Her gün özür dilemek istemiyorsanız, özür dilemek zorunda kalacağınız kararlar almayın diyoruz. Hepsi bu…
Guşan Yediç